Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18031 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17504 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANKARA (KAPATILAN) 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 21/05/2013NUMARASI : 2011/230-2013/163Taraflar arasında görülen davada Ankara (Kapatılan) 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21.05.2013 tarih ve 2011/230-2013/163 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 18.11.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. B.. B.. ile davalı vekili Av. İ.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili A.. Ş..'nın ... Otomotiv Servis San. Tic. Ltd. Şti.'nin %45 ortağı olup, diğer ortağın da %55 pay ile S. D.. olduğunu, şirketin ortaklar kurulu kararı ile atanan ve diğer ortak Suna'nın eşi olan müdür M.. D.. tarafından temsil edilip yönetildiğini, ancak şirket ortağı olmayan müdürün yönetim yetkisini kötüye kullanarak şirketin mallarını zimmetine geçirdiğini ve nakdini kullanarak şirketi zarara uğrattığını, bu nedenlerle şirkete kayyım tayin edilmesi de gerektiğini ileri sürerek, davalının şirkete verdiği zararı ve zimmetine geçirdiği en az 152.200,00 TL meblağı karşılamak ve şirkete ödenmek üzere şimdilik 5.000 TL tutarın ve bu tutara olayın olduğu tarihten itibaren işleyecek avans faizinin M.. D..'dan tahsiline ve kötü yönetimi ile yönetim yetkisini kötüye kullanmasının devam edecek olması nedeniyle şirkete kayyım atanması ve yönetimin kayyıma verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, şirkete karşı borçlu olanın davacı olup, davacının tüm istemlerinin hukuka aykırı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre dava dışı şirketin atanmış müdürü olan davalının, davacının iddiaları kapsamında şirket hesaplarında iddia edilen tutarları kendi hesaplarına aktardığına ilişkin net bir bulgunun elde edilemediği, ancak kasadan davacıya yapılan toplam 14.000,00 TL ödeme kayıtlarının belgesinin bulunmaması, davacıya yapılan ödemenin TMK'nın 6. maddesi ile HUMK'nın 288/1. maddesi dikkate alınarak ispat edici geçerli bir belgeye (ödeme makbuzu) dayanmadığı, bu durumda anılan tutardan dava dışı şirkette yönetim yetkisi bulunan davalının sorumlu olduğu, davacı ortağın dava dışı şirket lehine oluşan zararın tazmini amacıyla işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu, davacı ortağın dava dışı şirkete kayyım atanmasına yönelik isteminin ise bizatihi şirketin kötü yönetiminin kayyım tayini için yeterli sebep olmadığı, bu durumda dava dışı şirket ortaklar kurulu/ortaklarının şirket müdürünü görevden alabileceği, yönetimine kayyım tayin edilmesi istenen şirketin bu davada taraf olarak da bulunmadığından davada, taraf olmayan şirket idaresine doğrudan etkili sonuç yaratacak şekilde karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 5.000,00 TL'nin 24.06.2011 dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile dava dışı .... Otomotiv Servis Lastik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.'ye ödenmesine, fazlaya ilişkin [dava dışı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ve yönetimin kayyıma verilmesine yönelik] istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, davacının ortağı olduğu şirketin müdürü olan davalının, şirketi uğrattığı zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı, davalının yöneticilik görevini kötüye kullanarak şirket mallarını zimmetine geçirdiğini ve şirket nakdini kullanarak şirketi zarara uğrattığını, şirkete verilen zararın en az 152.200,00 TL olduğunu iddia ederek, şirkete ödenmek üzere şimdilik 5.000,00 TL'nin faiziyle tahsilini istemiştir.Mahkemece, dava dışı şirketin atanmış müdürü olan davalının, davacının iddiaları kapsamında şirket hesaplarında iddia edilen tutarları kendi hesaplarına aktardığına ilişkin net bir bulgunun elde edilemediği, ancak kasadan davacıya yapılan toplam 14.000,00 TL ödeme kayıtlarının belgesinin bulunmaması, davacıya yapılan ödemenin TMK'nın 6. maddesi ile HUMK'nın 288/1. maddesi dikkate alınarak ispat edici geçerli bir belgeye (ödeme makbuzu) dayanmadığı, bu durumda anılan tutardan dava dışı şirkette yönetim yetkisi bulunan davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak 5.000,00 TL'nin davalıdan faiziyle tahsiline karar verilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde davalı yöneticinin şirketi zarara uğratan eylemleri arasında kasada fazladan para tuttuğunu, oysaki şirketin faiz giderinin 18.928,69 TL olduğu göz önüne alındığında kasa hesabının bu durumunun bir suistimali işaret ettiğini, şirkete borç olarak verdiği para ve çeklerin, kullandığı kredinin şirket hesabına geçmediğini, kayıtlara göre 407 adet malın açıktan satıldığını iddia etmiştir.Dava dışı....Otomotiv Servis Lastik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin ortaklarının davacı A.. Ş.. ile dava dışı S. D.. olduğu, şirketin 27.10.2008 tarihinde tescil edildiği, sermayesinin 50.000 TL olup, ana sözleşmesine göre 5 yıl süre ile şirket müdürü seçilen M. T..'ın şirketi her konuda temsil ve ilzama yetkili kılındığı anlaşılmıştır.Şirketin temsil ve idaresinden sorumlu bulunan şirket müdürü, kanun ve anasözleşme hükümleri ile ortaklar kurulu tarafından alınan kararlar uyarınca şirket yararını gözeterek, şirketin temsil ve yönetimini gerçekleştirmekle yükümlü bulunup, kasti veya ihmali hareketleri sonucu şirketi zarara uğratması halinde meydana gelen zarardan sorumlu olup, zararın varlığını iddia eden davacının meydana gelen zararı, yöneticinin ise oluşan zarardan dolayı kusurlu olmadığını ispat etmesi gerekmektedir.Somut olayda davacının, davalı müdürün zarar verici eylemleri ile ilgili olarak kasada fazladan para tutulduğuna ilişkin iddiada, tutulan para miktarının şirketin ihtiyaçları, giderleri, yapacağı ödemeler de nazara alınarak şirketin içinde bulunduğu durum ve ticari hayatın gereklerine göre fazla bir miktar olup olmadığının değerlendirilmesi, davacının şirket hesabına yatırdığı veya şirkete verdiğini iddia ettiği para ve çeklerin şirket hesaplarında görünüp görünmediği veya şirket yararına kullanılıp kullanılmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması, açıktan yapılan mal satışıyla ilgili olarak da bu satışlara ilişkin miktarın ne olduğu ve bu miktarın nereye harcandığı ile davalının zimmetine geçirdiği şirket malları ve parasının olup olmadığı hususlarının davacının bu konuda dayandığı deliller, banka hesapları ve davalının şahsi kredi kartı dökümleri de getirtilerek incelenmek suretiyle davacının bilirkişi raporuna yaptığı itirazlar da karşılanarak sonucuna göre, şirketin uğradığı zararın ortaya konulması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.