Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1790 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15870 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 43. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 20/05/2013NUMARASI : 2012/229-2013/121Taraflar arasında görülen davada İstanbul 43. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/05/2013 tarih ve 2012/229-2013/121 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, dava dışı şirketin, kredi borcuna mahsup edilmek üzere, davalı Y.. Ö.. tarafından keşide edilen çeki müvekkili bankaya ciro ve temlik ettiğini, çekin karşılıksız çıkması nedeniyle davalı keşideci aleyhine başlatılan icra takibinin ise, davalının itirazı üzerine durduğunu, davalının karşılıksız çıkan çekten dolayı sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, 8.000 TL çek bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde davacı banka ile davaya konu çeki kredi borcuna mahsuben alacaklı bankaya ciro ve teslim eden kredi borçlusu şirket arasında görülmekte olan itirazın iptali davası ile iş bu dava dosyası arasında HMK'nın 166/2. maddesi uyarınca dava konuları itibariyle hukuki irtibat olduğu ve davaların birlikte görülmesinde hukuki menfaat bulunduğu gerekçesiyle, dava dosyasının İstanbul Anadolu 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/697 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.HMK'nın 166/2. maddesine göre, davalar ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren bununla bağlıdır.Somut olayda, ilk dava temyiz istemine konu kararın verildiği İstanbul 43. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılmış, ikinci dava ise İstanbul Anadolu 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülmektedir. Bu durumda, HMK'nın 166/2. maddesine göre, birleştirmenin sadece ikinci davanın açıldığı İstanbul Anadolu 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nden talep edilebileceği gözetilmemesi doğru olmadığı gibi, birleştirme kararına konu mahkemeler ayrı yargı çevresinde olmakla birleştirme talebi olmadığı halde mahkemece res'en birleştirme kararı verilmeside doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.