MAHKEMESİ : ANKARA(KAPATILAN) 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 21/05/2013NUMARASI : 2011/551-2013/164Taraflar arasında görülen davada Ankara(Kapatılan) 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/05/2013 tarih ve 2011/551-2013/164 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 18.11.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. B.. B.. ile davalı vekili Av. İ.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %45 oranında pay sahibi ortak olduğun, %55 paya sahibi dava dışı ortağın eşinin müdür olarak atandığını, zaman içinde şirkete borç verdiğini, kendisine ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 75.863 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ortağı bulunan davacının şirketle ilgilenmediğini, 50.000 TL olan sermayesinin 32.500.00 TL'lik kısmının ödendiğini, ilk yıl zarar ettiğini, davacının şirkete borçlu olduğunu, lastik işiyle iştigal eden şirketin faaliyetinin devam etmesi için teminatlar gerektiğini, şirket müdürünün kişisel taşınmazların teminat gösterildiğini, başkalarından borç alındığını, hiç bir alacağının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı defter ve kayıtlarında davacının borçlu olduğunun göründüğü, davacının iddiasını ispat edici geçerli kanıt sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, davalı limited şirketin ortağı olan davacının şirkete verdiğini ileri sürdüğü borcun tahsiline ilişkindir.Davalı şirketin iki ortağının bulunduğu, davacının %45, dava dışı ortağın ise %55 pay sahibi olduğu, dava dışı ortağın eşinin müdür olarak atandığı, şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili bulunduğu, davalı şirketin lastik bayiliği alanında faaliyet gösterdiği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak, temel alınan bilirkişi raporu yeterli araştırma ve incelemeye dayanmadığı gibi, denetime de elverişli değildir. Anılan bilirkişi raporunda davacının borç olarak verdiğini iddia ettiği 50.000 TL'nin davalı kayıtlarında ilk alınış ve kapanış işlemlerinin genel muhasebe ilkelerine aykırı olduğu, ancak bu paranın şirket lehine alınan teminat mektubunun teminatı olarak kullanıldığı, daha sonra davacıya iade edildiği açıklamasına yer verilmiştir. Davalı, bu tutarın davacıdan değil, kayınvalidesinden temin edildiğini ve davacıya iadesinin sağlandığını savunmuştur. Davacı ise, dava ettiği tutarın, davalı savunmasında belirtilen meblağdan ayrı, kendisinin borç olarak verdiğini ileri sürdüğü 50.000 TL olduğunu ve banka kanalıyla davalı hesabına bizzat 28.07.2008 tarihinde ödediğini belirterek rapora itirazda bulunmuştur. Davalının dava dışı....Bankası Yeni Mahalle Şubesi nezdinde 6299499 numarasıyla adına açılan hesaba ait ekstrenin incelenmesinden 28.07.2009 tarihinde 'sermaye ödemesi' adı altında davacının adının belirtildiği bir ödeme kaydına yer verilmiştir. Ek raporda bu kayıtla ilgili bir değerlendirme yapılmamış, davacı vekili, davalı şirketin sermayesinin 50.000 TL olduğunu, müvekkilinin %45 pay sahibi bulunduğunu, taahhüt ettiği sermayenin tamamını ödediğini, banka ektresindeki açıklamanın doğru olmadığını belirterek ve diğer alacak kalemlerine ilişkin olarak ek rapora esaslı itirazda bulunmuştur. Eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu durum karşısında, davacı vekilinin rapora yönelik itirazları dikkate alınıp, özellikle davalının .... Bankası Yeni Mahalle Şubesindeki hesabına davacı tarafından 28.07.2008 tarihinde ödenen 50.000 TL'ye ilişkin makbuz ve varsa diğer belgeler ile taraflar arasındaki para alış-verişine ilişkin kayıtların tamamı getirtilip, davalı defter ve kayıtlarıyla birlikte değerlendirilmesi, denetime uygun ek rapor alınması veya başka bir bilirkişi oluşturularak yeniden inceleme yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.