Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17800 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9925 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 31. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 12/02/2014NUMARASI : 2013/377-2014/19Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 31. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/02/2014 tarih ve 2013/377-2014/19 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK'nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, Almanya'da çalışan müvekkilinin Türkiye'ye geri dönüşü sonunda iş akdine son verildiğini ve işten ayrılmasından sonra Almanya sigorta kurumu nezdinde birtakım belgeler imzaladığını, bunlar arasında sigorta primlerinin geri alınmasını içeren bir formun da bulunduğunu, müvekkilinin Almanca bilmediğini ve imzaladığı form içeriklerinin mahiyetini bilmeden imzaladığını, emeklilik işlemleri sürecinde yurtdışı çalışmalarını içeren sigorta primlerinin T.C. Merkez Bankası'na yollandığını öğrendiğini, müvekkilinin bu durumu öğrenir öğrenmez 25.11.2009 tarihinde T.C. Merkez Bankası'na yazı yazdığını, gelen yazı cevabında, sigorta primlerini içeren parasının 28.12.1984 tarihinde geldiğini ve 25.369 Alman Markı sigorta parasını İstanbul Şubesi'nden çektiğini bildirdiğini, ancak ödeme belgelerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, imza incelemesi neticesinde bu durumun ortaya çıkacağını, müvekkili parasının 28.12.1984 tarihinde geldiğinin davalı T.C. Merkez Bankası'nın kabulünde olduğunu, fakat müvekkiline bu paranın bankaya geldiğine ilişkin hiçbir haber verilmediğini ileri sürerek, 12.970 EURO'nun tahsil tarihindeki kur üzerinden 28.12.1984 tarihinden itibaren işçi dövizlerine uygulanan en yüksek faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, yetki, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın esası yönünden ise Almanya sigorta kurumundan davacı adına havale edilen 25.369 DEM'lik tutarın müvekkili bankanın 28.12.1984 tarihinde davacı adına kredi mektuplu döviz tevdiyat hesabına alındığını, dava konusu tutarın faizleriyle birlikte davacıya ait hesaptan tamamen çekildiğini, davacı tarafın kendi iddiasına göre uzun yıllar bekleyip böyle bir talepte bulunmasının MK'nın 2. maddesi anlamında objektif iyi niyet kurallarına aykırı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, ödeme belgelerindeki imzaların davacıya ait olmadığı, davalı tarafın hesaptaki parayı davacıya ödediğini ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.1-Davacı vekilinin temyiz dilekçesine cevap dilekçesindeki düzeltilerek onama istemi katılma yoluyla temyiz kapsamında kalmakta olup, mahkeme ilamı, hükmü temyiz eden davacı vekiline 11.04.2014 günü, davalılar vekilinin temyiz dilekçesi ise 23.05.2014 tarihinde tebliğ edilmiş ve hüküm anılan davacı vekili tarafından gerek HUMK'nın 432/1. maddesinde yazılı 15 günlük süre gerekse HUMK'nın 433/2. maddesinde öngörülen 10 günlük katılma yoluyla temyiz süresi geçirildikten sonra 05.06.2014 tarihinde temyiz edilmiştir. HUMK'nın 432/4. maddesine göre süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi , 01.03.1990 gün ve 3-4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay da bu konuda karar verebileceğinden, davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelemesine gelince; dava yabancı sigorta kurumunca davalı bankaya gönderilen paranın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyularak dava zamananaşımı def'inin reddi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Ancak davacı sigorta primlerinin ödenmesi için doldurduğu Almanca ve Türkçe formda paranın T.C. Merkez Bankası'na yatırılmasını belirtmiş, Alman Sigorta Kurumunca da davacıya 12.11.1984 tarihinde bizzat tebliğ edilen 25.10.1984 tarihli belgede sigorta primlerinin TC. Merkez Bankasına gönderileceği bildirilmiştir. Dosyada mevcut grafolog bilirkişi raporunda davacı imzası olarak mukayeseye esas alınan 24.12.1990 tarihli döviz hesabının kapatılması içerikli başvuru belgesi ekindeki 10.000 DEM çekildiğine dair SUŞ başlıklı dekontta tıpkı davacının imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürdüğü ödeme belgelerindeki (SUŞ) gibi hesap numarası 79001600-8 olarak belirtilmiştir. Grafolog bilirkişi tarafından davacı imzası olarak 1990 tarihli hesap kapatma dilekçesi ve ekli ödeme dekontundaki (SUŞ) imzalar mukayese imzası olarak kabul edilerek, dava konusu 06.02.1985 tarihli 2 adet ödeme dekontundaki (SUŞ) imzaların davacıya ait olmadığı rapor edilmiştir. Davacının ödeme yapılan dekontlardaki hesap numarası ile aynı hesap numarasına sahip döviz hesabından 24.12.1990 yılında para çekerek hesabı kapatması karşısında, Alman Sigorta Kurumunca 1984 yılında davalı T.C. Merkez Bankası'na gönderileceği bildirilen sigorta primlerinin 25 yıl kadar bir süre araştırılıp soruşturulmadığı iddasının kabul edilebilir olup olmadığı, davacının hesabından para çekilmesine icazet gösterip göstermediği değerlendirilmeden, davacı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu yönündeki bilirkişi raporuna da neden itibar edilmediği tartışılmadan davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu durumda, mahkemece gerekirse Merkez Bankası işleyiş ve mevzuatından anlayan bir bilirkişi heyetinden Merkez Bankası kayıtları üzerinde inceleme yapılarak Alman Sigorta Kurumundan gönderilen sigorta primlerinin ne şekilde Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesabına yatırıldığı, söz konusu hesaptan ne tür işlemler yapıldığı, 06.02.1985 tarihinde para çekilerek kapatılan hesabın, 24.12.1990 tarihinde tekrar para çekilerek kapatılmasının hangi nedene dayandığı hususunda rapor alınarak, somut olayın özelliklerine göre davacının hesabından para çekilmesine icazet verip vermediği değerlendirilerek, ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.3-Dava dilekçesinde davalı olarak hem T.. A.. hem de T.. A.. İstanbul ..... Şubesi davalı olarak gösterilmiş, mahkemece de her iki davalı hakkında hüküm kurulmuşsa da, tüzel kişinin merkezi davalı olarak gösterildiği durumlarda şubesine husumet düşmeyeceğinin gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ.Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4.05 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 18/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.