MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 37. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 31/12/2013NUMARASI : 2013/15-2013/309Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 37. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/12/2013 tarih ve 2013/15-2013/309 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı hakkında evvelce açmış oldukları istirdat davasını ıslah dilekçesi ile alacak davasına çevirdiklerini, ancak maddi hata olarak faiz talebinde bulunmadıklarını, alacak davasının kesinleştiğini ve alacağın davalıdan tahsil edildiğini ileri sürerek alacağa işlemesi gereken faiz miktarının hesaplanarak müstakil alacak olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin iyi niyetle çeki iktisap ettiğini bu nedenle alacağa faiz işletilmesinin söz konusu olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davacı tarafından İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde davalı banka aleyhine ikame edilen 2011/28 Esas sayılı davanın kabulüne karar verildiği ve 06.07.2006 tarihinde haksız tahsil edilen 16.697,00 TL'nin davalıdan istirdadına hükmedildiği, açılan davanın menfi tespit davası olduğu bilahare davanın istirdat davasına dönüştüğü, ancak paranın istirdadı istenirken maddi hata yapılarak faiz talep edilmediği, davacının davada faiz talep etmemiş olmasının bir feragat anlamına gelmediği, tacir davalı bankanın ödemesi gereken meblağı kullandığı ve buna göre de davacının faiz talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne dava dilekçesinde istenen 10.000,00 TL'ye 16.01.2013 dava tarihinden, ıslahla ilave istenen 10.875,05 TL'ye 12.12.2013 ıslah tarihinden itibaren ticari faiz uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Ancak, davacı 16.07.2006 tarihinde ödediği asıl alacağın ödeme tarihinden itibaren faizini talep etmiş ise de, bilirkişi raporunda 16.07.2006 tarihinden davalının icra dosyasına ödeme yaptığı 03.01.2013 tarihine kadar işleyen temerrüt faiz tutarı olarak 23.214,51 TL hesaplanmış fakat icra dosyasında takip tarihi ile iş bu ödeme tarihine kadar işleyen faiz tutarı 2.454,73 TL olarak hesaplandığı, davalı yanca dosyaya bu miktarın ödendiği, 03.01.2013 tarihi itibariyle hesaplanan faiz tutarından 2.454,73 TL'nin düşülmesi suretiyle faiz miktarına hükmedilmesi gerektiği gözden kaçırılmıştır. Bununla birlikte, bilirkişi raporunda, icra dosyasına ödenen ve davacı tarafça da ihtirazi kayıtsız kabul edilen asıl alacağın da 03.01.2013 tarihinde ödendiği nazara alınarak, 03.01.2013 ile 16.01.2013 tarihleri arasındaki 13 günlük faizin de eklenmek suretiyle bulunan miktardan, yapılan bu ödemenin düşülmesi de doğru olmamıştır. Mahkemece hükme dayanak alınan hatalı ve eksik rapora göre karar verilmesi doğru olmadığı gibi faiz alacağına ilişkin talebe hüküm ile birlikte tekrar temerrüt faizi hükmedilmesi de 6098 sayılı TBK 121. maddesi uyarınca doğru olmamış, davalı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.