Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17627 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14418 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 10/04/2013NUMARASI : 2011/451-2013/204Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticare Mahkemesi’nce verilen 10/04/2013 tarih ve 2011/451-2013/204 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 07.11.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. M. S.. ile davalı vekili Av. R.. Ç.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 02/03/2010 tarihli 123-2010-008 numaralı ve 09/03/2010 tarihli 123-2010-009 numaralı taşıma sözleşmeleri uyarınca müvekkilinin davalıya taşıma hizmeti verdiğini, taşıma konusu konteynerlerin kara yolu ile Ankara’dan Mersin Limanı’na, Mersin Limanı’ndan deniz yolu ile Port Quasim (Pakistan) Limanı’na, oradan da karayolu ile Kabil’e taşındığını, konteynerlerin varma yerinde 07.05.2010 tarihli makbuzlar karşılığında davalının yetkilisine teslim edildiğini, müvekkilinin söz konusu taşımalardan kaynaklanan navlun alacağının tahsili için kestiği faturadaki bedelin dava konusu konteynerlerin geç teslim edildiği gerekçesiyle gecikme cezası mahsup edilerek 17.600 USD eksik ödendiğini, anılan meblağın tahsili için başlatılan takibe haksız yere itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmelerin “Taşıma-varış süresi” başlıklı maddesinde, malların liman çıkış ve Kabil varış süresinin 55 gün olacağı, gecikilen her gün için 100 USD cezai şart ödeneceğinin düzenlendiğini, dava konusu sözleşmeler uyarınca taşınan 10 konteynerin 80 gün gecikmeli taşındığını, taraflar arasındaki diğer taşıma sözleşmelerine konu taşımalarda da gecikme yaşandığını, toplam gecikilen gün sayısının 251 gün olduğunu, ancak Karaçi’de elçilikten evrak çıkmaması gibi elde olmayan sebepler nedeniyle 75 günlük gecikmenin dikkate alınmadığını, toplam 176 gün gecikme bedeli olan 17.600 USD’nin davacının cari hesabından mahsup edildiğini, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 123-2010-008 ve 123-2010-009 numaralı taşıma sözleşmeleri kapsamında sürenin aşılmadığı, malzemeler zamanında teslim edildiğinden cezai şart uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, eksik ödendiği iddia olunan navlun alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında imzalanan 02/03/2010 ve 09/03/2010 tarihli taşıma sözleşmeleri uyarınca davacının davalıya taşıma hizmeti verdiği, taşımanın kara yolu ile Ankara’dan Mersin Limanı’na, Mersin Limanı’ndan deniz yolu ile Port Quasim (Pakistan) Limanı’na, oradan da karayolu ile Kabil’e yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık taşımanın gecikmeli olarak yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmelerin Taşıma/Varış Süresi başlıklı maddesinde “Beyanname tarihini takiben liman çıkış-kabil varış süresi maksimum 55 gün olacaktır. Konteyner çıkış limanında gümrüklemeden itibaren en fazla 7 gün bekleyecektir. Bu süreyi aşan günler toplam taşıma süresi içinde kabul edilecektir” hükmü, Ceza başlıklı maddesinde ise “Taşıma süresinde meydana gelecek gecikmeler halinde nakliyeci firma geciken her gün için 100 USD günlük gecikme cezasını yükleyici firmaya ödeyecektir” hükmü düzenlenmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan 20.11.2012 havale tarihli bilirkişi raporunda taşıma sözleşmelerinde liman çıkış ve Kabil varış süresinin 55 gün olarak düzenlendiği, bu durumda konişmento tarihi değil liman çıkış tarihinin esas alınması gerektiği, buna göre de gecikme olmadığı bildirilmiştir. Ancak davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, teslimin en geç 08.05.2010 tarihinde yapılması gerekirken 17-18 Mayıs 2010 tarihlerinde yapıldığını, buna göre gecikme bulunduğunu bildirerek yeni bir rapor alınmasını istemiştir. Bu itibarla mahkemece, dava konusu taşımaya ilişkin tüm belgelerin (Gümrük çıkış, gemi hareket, varış, Kabil’de teslime ilişkin) ibrazı sağlanarak dava konusu taşımalarda gecikme olup olmadığı, davalının mahsup ettiğini bildirdiği meblağın hangi taşımalara ilişkin olduğu, davacının alacağı bulunup bulunmadığı hususlarında davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı ileri sürdüğü ciddi itirazları karşılayacak ek rapor alınarak ya da yeni bir heyetten rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmek gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.