Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17623 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15141 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 51. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 18/04/2013NUMARASI : 2010/472-2013/107Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 51. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/04/2013 tarih ve 2010/472-2013/107 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14.11.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. Z. A.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalıya ait yükün yükleme limanı Long Beach/Amerika’dan İstanbul’a dosyada örneği bulunan konişmentolar tahtında .... Maria Pıa adlı gemi ile taşındığını, dava konusu konteynerin 13/02/2010 tarihinde Ambarlı Limanı’nda gemiden tahliye edildiğini, davalıya varış ihbarnamesi ve ihtar gönderilmesine rağmen davalının yükü teslim almadığını, konteynerin yüklü şekilde limanda beklediğini, davalının yükün gümrük mevzuatı gereği tasfiye rejimine tabi olmasını engellemek için sürekli olarak gümrük idaresinden süre uzatımı talebinde bulunduğunu, konteyner için tahakkuk eden demuraj ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, 20.250,76 USD’nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, yükün tahliyesi için davacı tarafından kendilerine 13/03/2010 tarihinde “son ihbarnamesi” gönderildiğini, ihbarname üzerine davacı şirket yetkililerine malın millileştirilmesi için gerekli talimatların verildiğini, davacının bu talimat gereği millileştirmek yerine yükü tahliye limanında bekleterek kendi kusuru ile demuraj ücretine sebebiyet verdiğini, davacı ile müvekkili arasında demuraj konusunda bir anlaşma bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalı gönderilenin konişmentoyu ibraz edip teslim ordinosunu teslim aldığı hususu iddia ve ispat olunmadığı gibi davalının tarafına yapılan ihbara karşı herhangi bir beyanda bulunmadığı ve bu suretle malı teslim almaktan kaçındığı, dava konusu taşımaya esas konişmentoda gönderilenin sorumlu olacağına dair bir şartın da kararlaştırılmadığı, TTK’nın 1081/1.fıkra hükmüne göre gönderilenin yükü teslim almaması halinde taşıtanın navlun sözleşmesi gereğince navlun ve diğer alacakları (süresterya ücreti, gümrük resmi ve başkaca masraflar) taşıyana ödemekle yükümlü olduğu, taşıyanın İİK’nın 45. maddesi gereğince rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, davacı vekilince davalı gönderilenin emtianın millileştirilmemesi için gümrüğe süre uzatım talebinde bulunmak suretiyle mala sahip çıktığı ve bu sebeple demurajdan sorumlu olduğu belirtilerek bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de yükü teslim almadıkça gönderilenin demuraj sorumluluğu doğmayacağından itiraza itibar olunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, demuraj alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davalıya ait yükün yükleme limanı Long Beach/Amerika’dan İstanbul’a dosyada örneği bulunan konişmentolar tahtında ... Maria Pıa adlı gemi ile davacı tarafından taşındığı, dava konusu konteynerin 13/02/2010 tarihinde Ambarlı Limanı’nda gemiden tahliye edildiği ve davalıya varış ihbarnamesi gönderilmesine rağmen malların gümrükten çekilmeyip 26.11.2010 tarihine kadar konteyner içinde beklediği uyuşmazlık konusu değildir. Mahkemece, davalının yükü teslim almaması nedeniyle demuraj alacağından sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davacı vekili, malların gümrükten çekilmesi ile ilgili olarak davalı tarafından Gümrük İdaresine başvurulup süre uzatım talebinde bulunulduğu iddia edildiğine göre mahkemece davalının böyle bir başvurusu olup olmadığı, gümrük rejimi tayini isteyip istemediği araştırılarak oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.