Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17572 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16834 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 08/11/2012NUMARASI : 2009/185-2012/446Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/11/2012 tarih ve 2009/185-2012/446 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11/11/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. A.. A.. ile davalı vekili Av. C.. Ö.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin tohumculuk sektöründe faaliyet gösterdiğini, 2007 yılında şartnamede belirtilen üretim merkezlerinde gerçekleştireceği şeker pancarı üretimini, dolu yağışlarına karşı üretici adına ve üreticilerin bildirdiği verim miktarları üzerinden sigorta ettirmek üzere şartname hazırlayarak davalıya sunduğunu, buna göre şeker pancarları tohumlarının hasat edilip tarlada kurutulduktan sonra çuvallanıncaya kadar teminatın devam edeceğini, acentenin fiyat çalışması yapıp kendilerine gönderdiğini, 01.06.2007 tarihinde teklifin kabul edildiğini, primlerin tamamının ödendiğini, sigorta süresi içinde meydana gelen dolu sebebi ile 60 adet çiftçinin 348.553,81 TL değerinde 73.379,75 kg tohumunda hasar meydana gelmesine rağmen, sadece 20 çiftçinin 117.425,42 TL tutarındaki hasarının karşılandığını ileri sürerek, şimdilik 231.128,39 TL’nin reeskont türünden temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dolu yağışı nedeni ile pancar tohumlarında poliçe kapsamında oluşan ve ödenmeyen hasar bedelinin 264.996,66 TL olduğu ve taleple bağlı kalındığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 231.128,39 TL'nin 03.12.2007 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, dolu sigortası sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafından dava dışı çiftçilere ürettirilen şeker pancarı tohumlarının davalı şirkete sigorta ettirildiği, bu tohumların dolu yağışı nedeniyle hasara uğradığı, bir kısım tazminat bedelinin hasarın hasat sonrası meydana geldiğinden bahisle teminat kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davalı tarafından ödenmediği (davalının davacıya gönderdiği 04.12.2007 tarihli yazı) anlaşılmaktadır. Ödenmeyen bu hasarların, tohum dallarının biçilip nemini kaybetmesi ve kuruması için tarlada bırakıldığı sırada yağan dolu nedeniyle meydana geldiği de taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı gibi dosya kapsamına ile de sabittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bu şekilde meydana gelen hasarın teminat kapsamında bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu konuda Dolu Sigortası Genel Şartları hükümlerinin veya şeker pancarı tohumlarında hasatın hangi aşamada başlayıp hangi aşamada sona erdiğinin incelenmesinden önce, somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki sözleşmenin kuruluş aşamasında nasıl bir süreç yaşandığına bakılması gereklidir. Zira davacı tarafından davalıya gönderilen 28.05.2007 tarihli yazı ve ekindeki şartnamenin 2. maddesi ile “sigorta süresinin şeker pancarı tohumlarının hasat edilip tarlada kurutulduktan sonra çuvallanıncaya kadar devam etmesi” teklif edilmiş, davalı tarafından da 31.05.2007 tarihli cevabi yazıda, “dolu sigortası genel şartlarının A.4.4.1. maddesi uyarınca tarlada bırakılan ve kaldırılan ürünlerin teminat kapsamında bulunmadığı, teklifin 2. maddesine yönelik yukarıdaki genel şartnameye ek olarak yurt dışından teminat için cevap beklendiği, cevabın en geç 4-6 Haziran 2007 haftası içinde bildirileceği” belirtilmiştir. Davacı tarafından da bu cevap beklenmeden 01.06.2007 tarihli yazı ile davalıya teklifinin kabul edildiği bildirilmiştir. Dolayısıyla davalı şirketçe davacının teklifinin 2. maddesinde yer alan şartın henüz kabul edilmediği davacıya açıkça bildirildiği halde, davacı tarafından davalının teklifi bu haliyle kabul edilmiş olmaktadır. Somut uyuşmazlıkta hasarın şeker pancarı tohumlarının hasat edilip tarlada kurutulduğu sırada meydana geldiği de yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasında çekişmesiz bulunduğuna göre, meydana gelen hasar bedelinin de teminat kapsamında olmadığının kabulü gerekir. Mahkemece görüşüne başvurulan ikinci bilirkişi raporunda belirtilen ve poliçede yer alan özel kloz hükmü de bu sonuca varılmasına engel teşkil etmez. Çünkü bu kloz ile önce “D... Sigortası Genel Şartları'nın diğer hükümleri saklı kalmak kaydı ile sigorta konusu ve kapsamı ile ilgili 1. maddedeki yalnız dolu taneleri vuruşunun doğrudan doğruya mahsul miktarında hasıl ettiği eksilmenin” teminat altına alındığı bildirilmek suretiyle esasen anılan genel şartların “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.A.1. maddesi hükmü tekrar edilmiş, klozun devamında da “bu eksilme ile birlikte hasatları tamamlanmamış (biçilmemiş, sökülmemiş, koparılmamış ve toplanmamış) ürüne yangının ve yıldırımın doğrudan doğruya vereceği hasarların” da teminat kapsamında bulunduğu belirtilmek suretiyle anılan genel şartların A.3.3.2. maddesi uyarınca yangın ve yıldırım hasarlarının da ek sözleşme ile teminat kapsamına alındığı bildirilmek istenmiştir. Esasen Dolu Sigortası Genel Şartları'nın “Sigortanın Başlangıcı ve Sonu” başlıklı A.6.6.2. maddesindeki sigorta teminatının, sigortalı ürünlerin hasatlarının yapılmasıyla (biçimi, sökülmesi, toplanması veya koparılması) sona ereceğine dair hükmü de bu görüşü destekler niteliktedir. Bu durum karşısında mahkemece, somut uyuşmazlıkta meydana gelen dava konusu hasar bedelinin teminat kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir. 2- Bozma neden ve kapsamına göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik YER OLMADIĞINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.