MAHKEMESİ : BANDIRMA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/09/2013NUMARASI : 2012/303-2013/275Taraflar arasında görülen davada Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/09/2013 tarih ve 2012/303-2013/275 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin davalıya Bandırma 2.İcra Müdürlüğü’nün 2012/3392 Esas sayılı dosyası ile talep edilen miktardan borcu olmamasına rağmen taraflarınca sehven icra dosyasına itiraz sürelerini kaçırdıklarını, bu itibarla haciz baskısı nedeniyle 06/08/2012 tarihinde icra dosyasına borçlarını depo ettiklerini, müvekkili şirketin 103.724,82 TL borcu olmadığını, davalı şirkete 36.102,02 TL borcu bulunduğunu, fazladan icra dosyasına yatırılan 67.622,80 TL'nin İİK 72/3. maddesi uyarınca alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkil şirketin davalı şirketin 67.622,80 TL borcu olmadığının tespitine ve haciz tazyiki ile icra dosyasına fazladan yatırılan 67.622,80 TL'nin tüm ferilerinin istirdadı ile alacaklı taraf bu takip dosyasında kötü niyetli olarak takip yaptığından takibin %40'ından aşağı olmamak üzere davalının kötü niyet tazminata mahküm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı tarafın dava açmada hukuki yararı bulunmadığını, hukuken geçerli bir takas defiiden söz edilmesinin mümkün olmadığını, yasal şartlar taşıyan bir takas beyanının takip kesinleştikten sonra icra müdürlüğüne ve icra mahkemesinde ileri sürülebileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin dava dışı 3.şahıs olan Sedat Boduroğlu ile ... Kömür Taşıma İnş. Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. ve davalı ... Madencilik ve Nakliyat İnş. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ticari ilişki içerisinde olduğu bu ticari ilişki nedeniyle davacı şirketin 3.şahıslara rızasıyla müteselsil kefil ve borçlu olan davalı şirkete karşın takas hakkını kullanmış ve borcundan mahsup etmiş olduğu, davacı şirketin davalı şirkete ait Bandırma 2.İcra Müdürlüğü’nün 2012/3392 esas sayılı takip dosyasında 36.102,02 TL üzerinden borçlu olması gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile Bandırma 2.İcra Müdürlüğü’nün 2012/3392 esas sayılı icra takip dosyasında davacı borçlu tarafın 36.102,02 TL üzerinden borçlu olduğunun tespiti ile bu takiple fazla olarak talep edilen 67.622,80 TL oranında borçlu olmadığının tespitine, haksız talep edilen meblağın %20'si oranında kötü niyet tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, icra takibinde ödenen paranın istirdatı istemine ilişkin olup, davacı davalının başlattığı icra takibinde, takibin itiraz edilmeden kesinleşmesi üzerine 06/08/2012 tarihinde istirdat davası açma hakkını saklı tutarak dosya borcu olan 103.724,82 TL’yi icra dosyasına ödemiş, ödeme yaptıktan sonra aynı gün işbu davayı açmıştır. Davacı işbu davada, 103.724,82 TL borcu olmadığını iddia etmeyip, kendisinin lehtar davalının ise borçlunun kefili olduğu senetler bedeli olan 67.622,80 TL’yi davalının alacağından takas ettiğini ve bu nedenle senetler tutarı olan 67.622,80-TL için borçlu olmadığını iddia etmektedir. Mahkemece bilirkişiden alınan raporuna göre, her ne kadar davacının 67.622,80 TL dava dışı borçlular S. B.. ve ... İnş. Tic. Ltd. Şti.’den olan alacağını davalıya olan borcuna mahsup ettiği ve davacının defterlerinde bu yönde kayıt bulunduğu bildirilmiş ve bu nedenle de mahkemece bu miktarın istirdatına karar verilmiş ise de, davacı icra dosyasına ödeme yaptığı tarihe kadar iddia ettiği bu alacağını davalının borcu ile takas ettiğini davalıya bildirmemiş, lehtar bulunduğu senetleri de asıl borçlulara veya davalıya iade etmemiştir. Bu durumda davacı, borçlu olduğunu kabul ettiği 103.724,82 TL’yi ödedikten sonra, bu davayı açarak takas-mahsup nedeniyle borcu bulunmadığını ileri sürerek istirdat isteminde bulunmaktadır. Ancak, takas iki şahıs karşılıklı olarak birbirlerine borçlu oldukları takdirde mümkün olur. Davacı, kendi borcunu ödemek suretiyle söndürdükten sonra kendisinin de alacaklı olduğunu ileri sürerek istirdat talebinde bulunamaz. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Kabule göre de, davalının davacı tarafından da kabul edilen alacağını tahsil için başlattığı icra takibinde kötü niyetli olduğu söylenemeyeceğinden, davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.