MAHKEMESİ : ERZURUM 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/04/2014NUMARASI : 2013/627-2014/367Taraflar arasında görülen davada Erzurum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/04/2014 tarih ve 2013/627-2014/367 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkili şirketin sigortalısına ait makinelerin İstanbul'daki müşterisine gönderilmek üzere davalı Z.. T.. ile anlaştığını ve bu malların davalı sürücü A.. Y.. idaresindeki kamyona yüklenerek 07/12/2012 tarihinde İstanbul'daki yerine ulaştığını, boşaltma esnasında yapılan kontrollerde bir kısım malların ıslak ve nemli olduğunun tespit edildiğini, bu durumun teslim eden A.. Y.., teslim alan M.K..ve bir şahit eşliğinde tutanak altına alındığını, müvekkili şirketçe sigortalısına ödenen 10.176,98 TL hasar bedelinin tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini talep etmiştir.Davalılar, yargılamaya katılmamıştır.Mahkemece, aracın içinde ıslaklık olmadığı, malzemelerin yüklenirken ıslak oldukları, taşımadan kaynaklı bir ıslaklığın mevcut olmadığı, bu durumun aksini ispat külfetinin davacı tarafta olduğu, illiyet bağının ispatlanması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, nakliyat sigorta poliçesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece malların taşıyıcıya ıslak teslim edildiği, ıslanmanın taşıma esnasında olmadığı ve bu konuda ispat külfetinin davacıda olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak davalı taşıyıcı, malı teslim alırken malın ıslak olduğuna dair ihtirazi kayıt koymadığına göre malın hasarsız olarak teslim alındığı yönünde bir karine oluşmuştur ve bu karinenin aksini ispat külfeti davalılardadır. Ayrıca mahkemece 07.12.2012 tarihli tutanağın alt kısmında her ne kadar "araç ıslak değildir, aracın içindeki mallar ıslaktır" yazılı ise de malların taşındıktan sonra teslimi anında düzenlenen bu tutanağın altına yazılan bu ibarenin altında herhangi bir imza bulunmamakta olup, bu beyan teslim eden alacaklı tarafın imzası ile onaylanmamıştır. Bu nedenle ispat külfetinin davalılarda bulunduğu ve tutanaktaki ibarenin kimin tarafından yazıldığının da belli olmadığı gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.