Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17481 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8659 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/02/2014NUMARASI : 2012/525-2014/20Taraflar arasında görülen davada Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04/02/2014 tarih ve 2012/525-2014/20 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin murisinin kefil olduğu sözleşme dolayısıyla davalı bankanın icra takibinde bulunduğunu, cebri icra tehdidi altında söz konusu borcun ödendiğini, sözleşmedeki imzaların müvekkil murisine ait olmadığını, böyle bir borcun olmadığını ileri sürerek 7.322,00 TL'nin faiziyle istirdatını talep etmiştir.Davalı vekili; dava dışı .... Yem San. ve Tic. A.Ş. ile imzalanan kredi sözleşmesine davacının murisinin kefil olarak imza koyduğunu, sözleşme kapsamında 2 teminat mektubu düzenlendiğini ve bu teminat mektupları sözleşmenin tarafı olan borçlularca nakde dönen teminat mektubu bedelleri ile faiz ve komisyonu ödenmediğinden hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini ve borcun muaccel hale geldiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak; davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; 4.377,91 TL'nin 04/04/2002 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, icra takibine dayanak kredi sözleşmesindeki kefilin imzasının davacı murisine ait olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Mahkemece Dairemiz bozma ilamı sonrasında alınan 09.09.2013 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen faiz oranı ve hesaplamaya itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Söz konusu bilirkişi raporunda kanunun emredici mahiyetteki kefile ve faize ilişkin Borçlar Kanunu 88. ve 100. maddelerindeki yasal azami sınırlar dikkate alınarak faiz oranının %77 olarak tespit edildiği ve bu oran üzerinden hesaplama yapıldığı görülmektedir. Oysa ki davaya konu kredi sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin taraflarının tacir olduğu ve tacirler hakkında Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulama alanı bulamayacağı açıktır. Bu durumda, mahkemece Dairemiz ilk bozma kararının ikinci bendinde açıklandığı üzere, davalı tarafça talep edilen %395,06 temerrüt faiz oranının davaya konu kredi sözleşmesinin temerrüt faizine ilişkin 71. maddesine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, belirlenmemiş ise 71. madde esas alınarak faiz oranının belirlenmesi hususunda denetime elverişli rapor almak ve sonucuna göre karar vermek gerekirken Borçlar Kanunu hükümleri esas alınarak belirlenen faiz oranı üzerinden hesap yapılması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.