Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17472 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9768 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANTALYA (KAPATILAN) 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 04/04/2014NUMARASI : 2012/82-2014/161Taraflar arasında görülen davada Antalya (Kapatılan) 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/04/2014 tarih ve 2012/82-2014/161 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin yetkili hamili bulunduğu 05.07.2008 keşide tarihli, 15.10.2008 vade tarihli 450.000 Euro bedelli keşidecisi A.. E.., lehdarı H. K.. olan senetin tahsili için takip başlattıklarını ancak davalının imza itirazında bulunduğunu, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda senetteki imzalarda A.. E..'nin imzası ile benzerlikler yanında farklılıklar da bulunduğu gerekçesiyle takibin durmasına karar verildiğini, davalı A.. E..'nin şikayeti sonucunda açılan Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasında ise adli tıp raporuna göre ve müvekkilince özel olarak talep edilen bilirkişi raporuna göre senetteki imzanın davalının eli ürünü olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek müvekkillerinin senet nedeniyle alacaklı oldukları 450.000 Euro'nun davalıdan tahsilini ve %40'tan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; müvekkili ile davacılar arasında herhangi bir iş ilişkisi de olmadığını, davacıları tanımadığını, davacıların bu senedin neden verilmiş olabileceğine dair de bir açıklama yapmadıklarını, müvekkilinin adının kullanıldığı sahte imzaya dayalı birçok icra takibi olduğunu, dava konusu senetteki imzanın müvekkiline ait olup olmadığını bilmediklerini ancak müvekkiline ait olsa bile hile ile alınmış olabileceğini, kesinlikle davalılara bir borçlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın sadece keşideci davalıya yöneltildiği, cirantalar ile ilgili tahsile yönelik hiçbir işlem yapılmadığı, davacı Turgut'un herhangi bir ticari iş yapmayıp herhangi bir işletme de işletmediği, bu denli yüksek miktarda senetle borçlanmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, isticvap beyanında belirttiği gibi balıkçılık işi ile uğraşan birisinin verdiği balık karşılığı dava konusu olan 450.000 Euro tutarında senet almasının ve senedi aldığı ciranta ile ilgili bir tahsil girişimi de olmadığı, bu durumun hayatın olağan akışına açıkça aykırı olduğu, bunun aksi ve gerek senedin alınış nedeni gerekse alacağın varlığının usulünce ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.Dava, kambiyo senedine dayalı alacak istemine ilişkin olup; davalı davacıları tanımadığını, aralarında ticari ilişki bulunmadığını beyanla dava konusu senet üzerindeki imzayı inkar etmiş, bunun üzerine Adli Tıp Kurumundan ve 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporlarda ve Şişli Cumhuriyet Savcılığı'nın 2009/7235 soruşturma sayılı dosyasındaki Adli Tıp Kurumu raporunda senet üzerindeki imzanın davalı eli ürünü olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. İmzanın davalı eli ürünü olduğunun anlaşılmış olmasına rağmen kambiyo senetlerinin illetten mücerret bulunduğu gözden kaçırılarak mahkemece varsayımlardan yola çıkılıp davacının bu miktarda senedi ele geçirmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve alacağı varlığını usulünce kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 12/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.