MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 45. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 30/12/2013NUMARASI : 2011/418-2013/346Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 45. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/12/2013 tarih ve 2011/418-2013/346 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı Vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin 28/07/2011 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2010 yılı bilanço gelir gider tablosu hesaplarının onaylanması (7 nolu) ve yönetim kurulu üyelerinin ibrası (8 nolu) kararlarının müvekkilinin muhalif kaldığı oylamada oyçokluğu ile kabul edildiğini, mevzu kararların ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğinden iptalinin gerektiğini, davalı şirketin TTK 326/1 hükmüne aykırı bir biçimde kar zarar hesabı, yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu ve denetçi raporlarını genel kurul toplantısından en az 15 gün önce pay sahiplerinin incelemesine sunma yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilinin bu kayıtlara ulaşmasına bilinçli olarak engel olunduğunu, anılan kayıtlar incelenemediğinden genel kurul toplantısından sonra da Beyoğlu ... Noterliği'nden gönderilen ihtarname ile kayıtların müvekkiline teslim edilmesinin istendiğini; ancak bu ihtarın da cevapsız bırakıldığını, bu davranışın nedeninin davacının daha önce de şirket aleyhine dava açması olduğunun belirtildiğini, yine davalı şirketin 18/08/2011 tarih ve 2011/3 sayılı kararı ile şirketin nakit ihtiyacı bulunduğundan bahisle hissedarların bakiye sermaye taahhüdü borçlarının tamamını ödemelerine karar verildiğini, bu kararın davacıya gönderilmediğini bu durumdan 23/08/2011 tarihli ihtarname ile haberdar olduğunu, kararın asıl amacının sermaye ihtiyacının karşılanması değil müvekkilinin sözü geçen genel kuruldaki olumsuz oyu ve şirkete karşı açtığı dava olduğunu, ihtarnamelerden de davalı şirketin kötü niyetinin anlaşıldığını, müvekkilinin Beyoğlu ... Noterliği'nden keşide ettiği 26504 ve 32934 sayılı ihtarnamelerde belirtilen hisse bedel değerlendirilmesi yapılmadan karar alındığı bu nedenle davalı şirketin 28/07/2011 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında oyçokluğu ile alınan 7 ve 8'inci maddelere konu kararlar ile davalı şirket yönetim kurulunun almış bulunduğu 18/08/2011 tarihli ve 2011/3 sayılı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının ortaklık ilişkisine aykırı bir biçimde hareket ettiğini, ortağı bulunduğu şirketle rekabet ettiği ve davalı şirkete zarara uğratmaya çabaladığını, şirket aleyhine davalar açtığını, davacının iddiasının aksine ilgili defter ve kayıtların genel kurul toplantısından bir ay önce hazır bulundurulduğunu, davacının şirkete uğramadığını, daha sonra ilgili defter ve kayıtları istediği ihtarnameyi ise genel kurul tarihinden sonra gönderdiğini ve kendisine kanıt yaratma çabası içinde olduğunu, bu nedenle dikkate alınamayacağını, dava konusu edilen genel kurul toplantısının sekizinci maddesinde yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmadıklarının tutanakla belirtildiğini, davacının istediği yönetim kurulu kararının şirket menfaati doğrultusunda alındığını ve genel kurul tutanağında imzası bulunmayan ve hisse sayısını yazmayan davacının dava hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme sonunda; davacı taraf Beyoğlu 10. Noterliği'nden gönderdikler ihtarname ile kayıtların davacıya teslim edilmesinin istendiğini; ancak bu ihtarın da cevapsız bırakıldığını belirtmiş olması, davalı tarafın ise genel kurul tarihinden 1 ay önce ilgili belgelerin hazır edildiğini, delil yaratma çabası olarak görülen genel kurul tarihinden sonra yapılan bu istek nedeniyle kayıtların davacıya verilmediğini beyan etmesinden davalı tarafın halihazırdaki olumsuz tavrının TTK'nın 362/2 maddesinde düzenlenen, talep halinde kar zarar hesabı ile bilanço ve yıllık raporu genel kurul tarihinden sonra da pay sahiplerine verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağından davacı tarafın bu tür bilgi alma hakkının kullanılmadığı yönünde mahkemede kanaat oluştuğundan genel kurul kararının 7. maddesinin iptali gerektiği, 8. maddedeki ibra yönünden herhangi bir sorunun görülmediği, vekaleten katılım ve vekaleten kullanılan oylarla yönetim kurulunun ibra edilebileceği, tutanağın imzası sırasında bakanlık komiserinin de imzaya katıldığının anlaşılması nedeniyle bu maddenin iptalini gerektirir bir durumun saptanmadığı, alınan 18..8.2011 tarih ve 3 nolu yönetim kurulu kararında ise davacı tarafın şirket sermaye taahhütlerinin 1/4 ünün şirketin tescilinden 3 ay içerisinde geri kalanın ise yönetim kurulunun alacağı kararlar dairesinde en geç 3 yıl içinde ödeyeceğini belirtilmiş olmasına rağmen davacı tarafından belirlenen sermaye taahütünün yerine getirilmediği görüldüğünden bu kararın kaldırılması talebinin haklı görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu genel kurul toplantısında alınan 7 nolu kararın iptaline, sair taleplerin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, anonim şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, 6762 sayılı TTK'nın 362/2. maddesinde düzenlenen talep halinde kar-zarar hesabı ile bilanço ve yıllık raporu genel kurul tarihinden sonra da pay sahiplerine verme yükümlülüğüne aykırı davranıldığı gerekçesi ile bilançonun onaylanmasına yönelik genel kurul toplantısında alınan 7 numaralı kararın iptaline karar verilmiştir. Ancak, genel kurul toplantısında karar alınmasından sonra 1 yıl müddetle yıllık raporun pay sahibi emrine amade edilmemesi geçerli şekilde alınan genel kurul kararının iptalini gerektirmez. Bu nedenle mahkemece, 6762 sayılı sayılı TTK'nın 362/1, 3 ve 4. maddeleri de göz önünde bulundurularak, söz konusu yasal düzenlemeler doğrultusunda inceleme yapılmak suretiyle genel kurul toplantısında alınan 7 numaralı kararın iptal edilip edilmeyeceği konusunda karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.