MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 20/02/2014NUMARASI : 2014/13-2014/83Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20/02/2014 tarih ve 2014/13-2014/83 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirkete ait boru hatları ve tesislerin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen Yangın All Risk ve Makine Kırılması Sigorta Poliçeleri ile teminat altına alındığını, müvekkili şirkete ait ITP lrak-Türkiye 40" ham petrol boru hattının 373.750 km.'sinde elektriksel nedenle acil kapanma alarmı sonucunda dört vananın kapanarak basıncın artması neticesinde patlama meydana geldiğini, olayın davalı sigorta şirketine bildirilmesi üzerine hasar dosyası açılarak ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, hasarın müvekkili şirket tarafından onarıldığını, ekspertiz incelemesi sonucunda zarar miktarının muafiyet hariç toplam 3.909.491,03 USD olduğunun belirlendiğini, sigorta sözleşmesinin 5/c maddesi uyarınca bedelin 15 gün içerisinde ödenmesi gerektiği halde davalı tarafından ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 3.909.491,03 USD'nin hasar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili şirket tarafından davacı tarafa verilen sigorta teminatının broker aracılığı ile çok sayıda yurt dışı reasüröre dağıtılmış olduğunu, bu hususun davacı şirketin bilgisi dahilinde olduğunu, bu nedenle gecikmeler yaşandığını, davacı şirkete 14.10.2010 tarihinde ödeme yapıldığını, temerrüt bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece,bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 17.01.2008 tarihinde düzenlenen sigorta sözleşmesine istinaden yangın all risk ve makine kırılma sigorta poliçeleri ile teminat altına alınmış olduğu ve sigorta teminat süresi içerisinde 05.11.2008 tarihinde meydana gelen patlamanın ardından hasar meydana geldiği ve hasar bedelinin davanın açılmasından sonra 14.10.2010 tarihinde davacıya ödenmiş olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davalı sigorta şirketinin bu davanın açılmasına sebep olup olmadığı ve temerrüdünün bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu, taraflar arasında geçerli sigorta poliçesinin 5. maddesinde "hasarlar için yapılacak ödemeler düzenlenmiş olup, buna göre, "Hasar anında ödemenin en kısa sürede yapılması esas olup, bu sürenin Botaş'ın talep tarihinden itibaren 3 ayı geçemeyeceği, bu süre içerisinde hasar ödenmediği taktirde, idare hasarın sonuçlandığını kabul ederek varsa ödeyeceği prim tutarından hasarı mahsup eder veya prim ödemesi sona ermiş ise en yüksek reeskont faiziyle birlikte sigortacıdan talep eder" hükmünün yer aldığı, davaya konu hasarın, 05.11.2008 tarihinde meydana geldiği, hasarın ihbarı üzerine 29.07.2009 tarihinde eksper raporu düzenlendiği, davacı Botaş tarafından sigorta tazminatı 23.10.2009 tarihinde davalıdan talep edildiği, bu talep yazısının 27.10.2009 tarihinde davalı sigorta şirketine tebliğ edildiği, bu durumda anılan sigorta sözleşmesi hükmü uyarınca, davalı sigorta şirketinin 27.10.2009 tarihinden itibaren 3 ay içerisinde sigorta teminatını ödemesi gerektiği halde bu süre içerisinde ödeme yapmamış olması nedeniyle bu davanın açılmasına sebep olduğu, davalı sigorta şirketi, 3 aylık sürenin dolduğu 28.01.2010 tarihinde temerrüde düşmüş olup, ödeme tarihi olan 14.10.2010 tarihine kadar işlemiş faizden sorumlu olduğu gibi, davanın açılmasına sebep olması nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu olduğu gerekçesiyle, asıl alacak miktarı olan 3.909.491,03 USD yargılama sırasında ödenmiş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, asıl alacak miktarı 3.909.491,03 USD'ye 28.01.2010 tarihinden 14.10.2010 tarihine kadar en yüksek reeskont faiz oranına göre faiz işletilmesine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2-Ancak; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin “uygulanacak tarife” başlıklı 20. maddesinde; “Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.” denilmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin karar tarihinde yürürlükte bulunan 2014 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde 2012 yılı tarifesine göre hesaplanan vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.