Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 172 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7948 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 11/02/2013NUMARASI : 2007/2-2013/55Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/02/2013 tarih ve 2007/2-2013/55 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkiline ait olan, ABD'deki yabancı bir şirketten ithal edilen toplam 31 kap ve 56 kg miktarlı ve 50.821,96 USD değerindeki emtianın 20/05/2006 tarihinde davalı tarafından işletilen gümrük antreposuna alındığı, burada iken 24/05/2006 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanında meydana gelen yangında yanarak kullanılmaz hale geldiğini, müvekkilinin zarara uğradığını, zarardan antrepo işleticisi davalının sorumlu olduğunu, müvekkilinin davalıya ihtar gönderdiğini, ancak bir sonuç alamadığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik zararlarına karşılık 1.000,00 USD'nin tahsil tarihindeki kur üzerinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yangının müvekkili bakımından mücbir sebep niteliği taşıdığını ve müvekkiline kusur isnadının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, taraflarca sunulan ve aynı olaya ilişkin olarak açılan davalarda verilen bilirkişi raporları ile ceza dosyasında verilen bilirkişi raporu dikkate alındığında, çıkan yangında davalı şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığı ve BK 474. maddesi gereğince zarardan sorumlu tutulamayacağı, zarardan bina maliki olarak DHMİ'nin sorumlu olduğu; diğer yandan davacı vekilinin davalı şirketin sigortadan müvekkiline ait malların yanması nedeniyle tazminat aldığı iddiasına ilişkin olarak da, bu hususta sigorta şirketine yazılan müzekkereye olumsuz olarak verilen cevap dikkate alındığında bu iddiaya da itibar edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, davalıya teslim edildiği iddia edilen emtianın antrepoda çıkan yangın nedeniyle zayi olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda, Amerika Birleşik Devletlerinden Türkiye Gümrük Bölgesine taşınarak davacı adına ithal edilen emtianın, davalının işlettiği Atatürk Hava Limanı’nda bulunan antrepoya bırakıldığı ve antrepoda çıkan yangında yanarak zayi olduğu hususlarında ihtilaf yoktur. İhtilaf, davalının oluşan zarardan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise hangi sıfatla ve ne miktarda sorumlu olduğu hususlarında toplanmaktadır. Davalı vekili savunmasında, müvekkilinin taşıyıcı hava yollarına İstanbul Hava Limanında yer hizmetleri verdiğini ve taşıyanın yer hizmetlerini ve antrepoculuk işlerini yapan ifa yardımcısı konumunda olduğunu, sorumluluğun hava taşıyıcısına ait olduğunu, davacı ile müvekkili arasında bir sözleşmenin bulunmadığını savunmuş ve mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç ve verilen karar eksik incelemeye dayalıdır. Zira, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunu hazırlayan heyette hava taşıma konusunda uzmanlığı bulunan bilirkişi olmadığı gibi, davalının neden taşıyıcı olarak değerlendirilmediği, somut uyuşmazlığa Varşova Konvansiyonu hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususları açık olarak ortaya konulmamıştır. Bu itibarla, mahkemece, içinde hava taşıma hukuku konusunda uzmanlığı bulunan bir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir heyetten, tarafların iddia ve savunmaları ile alınan bilirkişi raporlarına karşı, tarafların yaptıkları itirazları değerlendiren, buna göre davalının hukuki durumu ile oluşan hasardan dolayı sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarının ne olduğunu belirleyen rapor alınmak suretiyle, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.