Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1702 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 732 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/02/2011 gün ve 2008/237-2011/76 sayılı kararı onayan Daire’nin 08/11/2012 gün ve 2011/10707-2012/17678 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:Davacı vekili, davalının aldığı parayı geri ödememesi nedeniyle yurtdışında açtıkları davada verilen kararın kesinleştiğini bildirerek, ... Asliye Hukuk Mahkemesi kararının tenfizini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.Bu kez, davacı vekili karar düzeltme talep etmiştir.Dava dilekçesinde, 10.353,66 Euro'nun davalıdan tahsiline ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 02.01.2007 tarih 2-0-2449/05 sayılı kararı ile 2.265,65 Euro'nun tahsiline dair aynı mahkemenin 21.09.2007 tarih ve aynı sayılı kararlarının kesinleştiğinden bahisle tenfizine karar verilmesi istenilmiştir. Öncelikle, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2.265,65 Euro'ya ilişkin masraflar tespit kararında (21.09.2007 tarih, 2-0-2449/05 sayılı) davalı vekili olarak ... 'de ikamet eden Av. ... adı yazılı olup, kararın 08.10.2007 tarihinde "davalıya vekaleten avukatına tebliğ olunduğu" şerhi bulunmaktadır. Bu durumda, anılan karar bakımından davalı avukatı aracılığıyla temsil olunduğu ve kararın da vekiline tebliğ olunduğu karar metninde yazılı olduğu halde mahkemece davalının vekil ile temsil olunmadığı gerekçesiyle tenfiz isteminin reddi doğru değildir. Ayrıca, 10.353,66 Euro'nun davalıdan tahsiline dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 02.01.2007 tarih ve aynı sayılı kararında davalının vekille temsil olunmadığı ve mahkeme kararınında davalıya Lahey Sözleşmesi'ne aykırı bir şekilde posta yoluyla tebliğ olunduğu dosyada mevcut karar ve posta tebliğ belgesinden anlaşılmaktadır. Ancak, davacı vekili söz konusu kararın 22.02.2009 tarihinde posta ile tarafa tebliğinden sonra davanın vekili ... aracağılıyla bu karara itiraz edildiğini ve itirazı sonucu verilen kararın da adı geçen vekile tebliğ olunduktan sonra kesinleştiğini ileri sürmüş ve aynı mahkemenin 24.05.2007 tarih 2-0-2449/05 (a) sayılı tebliğ belgesine ve bu belgede 2- gıyabi kararın Av. ... tarafından 21/06/2007 tarihinde tebellüğ olunduğuna dair belgesini dosyaya sunmuştur. Bu durumda, 31/06/2007 tarihinde Av. ... tarafından tebellüğ olunan 2- gıyabi karar örneğinin davacı tarafından temin edilerek, tenfizi istenen 10.353,66 Euro ile ilgili 02/01/2007 tarih 2-0-2449/05 sayılı karardaki kesinleşme şerhinin davalının ...'daki vekiline tebliğ sonucu kesinleşip kesinleşmediği belirlenmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ve eksik incelemeye dayalı olarak verilen mahkeme kararının bozulması gerektiğinden, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemiz onama kararının kaldırılarak kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüyle 08/11/2013 tarih 10707/17678 sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına, kararın mümeyyiz davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 25/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.