Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16916 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7115 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : YERKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/01/2014NUMARASI : 2013/707-2014/58Taraflar arasında görülen davada Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/01/2014 tarih ve 2013/707-2014/58 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı Banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, okul yapım ve onarım işi sebebiyle dava dışı ... Isı sistemleri İnş. ve İnş. Malz. Gıda Muh. Med. Oto Taş. San. Tic. Ltd. Şti. lehine davalı banka tarafından düzenlenen kati teminat mektubunun süresinin 08/07/2013 tarihinde dolacak olması sebebi ile teminat mektubunun süresinin uzatılması veya tazminen nakde çevrilerek banka hesaplarına yatırılması taleplerini davalı bankaya ilettiklerini ancak davalı banka tarafından teminat mektubunun süresi uzatılmadığı gibi bedelinin de yatırılmadığını, bankanın banka teminat mektubu taahhüdüne rağmen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek, 2.300TL'lik kati teminat mektubu bedelinin tahakkuk eden yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı banka vekili, davaya konu teminat mektubunun içeriğinde ''.... yüklenici taahhüdünü anılan kanunlar ile ihale ve sözleşme hükümlerine göre kısmen ve tamamen yerine getirmediği takdirde ''ifadesi ile belirtilen bir şart olduğunu ve davacının tazmin talebinin gerekçelendirerek davalı bankaya müracaat edebileceğini, bankacılık standartlarına uygun olmayan bir tazminat talebi bulunduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, garanti niteliğinde bulunan teminat mektubu verildiği hallerde bankanın muhataba (garanti alana) karşı üstlendiği taahhütün, bir yandan banka ile müşterisi (lehtar) diğer yandan da lehtar ile muhatap arasındaki ilişkiden tamamen bağımsız olduğu, dolayısı ile garanti veren bankanın lehtar ile muhatap arasındaki temel ilişkinin borçluya tanıdığı savunma imkanlarından yararlanmasının söz konusu olmadığı, somut olayda işin bitim tarihinin 20.08.2011 olduğu, yüklenicinin süresi içerisinde işi bitiremediği, sözleşme ve kanun hükümlerine uymama sebebiyle dava dışı şirket hakkında ceza kesme tutanağı düzenlendiği, teminat mektubundaki sözleşme ve kanun hükümlerine uymamak şartının gerçekleştiği, teminat mektubunun niteliği gereği bankanın yükümlüğünün teminat mektubunu derhal nakte çevirmek olduğu, asıl borç ile garanti edilen borcun birbirinden ayrı ve bağımsız borçlar olduğu, bankanın ödeme yapmaması için ihtiyati tedbir gibi hukuki yollara başvurması gerektiği, davacı kurumun hangi nedenle taahhüdün nakde çevirmesini istediğini gerekçelendirmek zorunda olmadığı, yalnızca nakte çevirme işlemine dair yazılı bildirimin yeterli olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.'nce kesin teminat mektubu gereğince tazmin edilmesi gereken 2.300TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.Kararı davalı banka vekili temyiz etmiştir.Dava, teminat mektubu bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı 14.06.2013, 24.06.2013, 05.07.2013 tarihli taleplerinde süresi dolan teminat mektuplarının süresinin uzatılmasını, bu mümkün olmazsa nakde çevrilmesini istemiş, davalı banka tarafından talep yerine getirilmemiştir. Teminat mektubu vermekle bankalar mücerret bir borç altına girmeyip belirli bir yükümlülüğün yerine getirilmesini garanti etmeleri nedeniyle, yazılı tazmin talebinde mutlaka, lehtarın teminat mektubu ile garanti edilen yükümlülüğünü yerine getirmediğinin belirtilmesi gerekmektedir. Vadeli teminat mektuplarında uygulamada sıkça rastlanan "teminat mektubunun vadesinin uzatılması, aksi takdirde mektubun tazmini'" (extend or pay) şeklindeki talebin, teminat mektuplarının yukarıda açıklanan niteliği ile bağdaşmamaktadır, zira "uzat veya tazmin et" talebinde riskin doğup doğmadığı anlaşılamadığından, bankanın ödeme yükümlülüğü de doğmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta davalı bankanın teminat mektuplarında vadeyi uzatmaması halinde mektubu tazmin edeceği yönünde bir taahhüdü de bulunmamaktadır. (Prof. Dr. Seza Reisoğlu, Banka Teminat Mektupları ve Kontrgarantiler, Ankara 2003, 4. Baskı, s:250, 259). Ayrıca BK'nın 110. maddesine 10.07.1981 tarih ve 17398 sayılı R.G/de yayımlanan 2486 S.K. ile eklenen fıkra uyarınca, belirli bir süre için yapılan taahhütlerde, sürenin bitimine kadar taahhüt edene yazılı olarak başvurulmaması halinde taahhüdün hükümsüz sayılacağına dair sözleşmelerin geçerli sayılmakta, sadece vade kaydını taşıyan, ancak BK.nın 110/2. maddesinde belirtilen bu kavdı taşımayan teminat mektuplarında ise riskin vade içinde doğması kaydıyla, bankanın 10 yıl süre ile sorumluluğu devam etmektedir. Nitekim 30.03.1988 tarih ve 11-642-287 E-K. sayılı Yargıtay HGK kararında da “kural olarak belli bir süre için verilen garanti halinde, süresi içinde rizikonun gerçekleşmemesinin, yükümlülüğün ortadan kalkması sonucunu doğuracağının, garanti sözleşmesinin BK'nın 110. maddesine 08.07.1981 gün ve 2486 S.K. ile eklenen fıkrasına uygun bir biçimde yapılmışsa vade sonuna kadar yazılı istekte bulunulmadığı takdirde bankanın şarta bağlı sorumluluğunun sona ereceğinin, bu yolda bir kayıt konulmamış ise teminat mektubu süreli de olsa, 10 yıllık zamanaşımı süresi doluncaya kadar tazmin talebinin ileri sürülebileceği” belirtilmiştir.(a.g.e., s: 156 vd.) Açıklanan bu nedenlerle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı banka yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı banka vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı banka yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.