Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16915 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7007 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 29/07/2013NUMARASI : 2012/494-2013/232Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 29/07/2013 tarih ve 2012/494-2013/232 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin ticaret yaptığı şirketlerden eline geçen çekin karşılıksız çıktığını, bunun üzerine çek alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlattığını ancak alacağını alamadığını, çekin sahibini ve hesabını öğrenmek için davalı banka yetkilileriyle görüştüğünde çek hesabının sahte belgelerle açıldığını ve hesabın iptal edildiğini öğrendiğini, davalının çek hesabı açarken gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları sakla kalmak kaydıyla 6.450,00 TL'nın yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuş, müvekkilinin gerekli araştırmaları yaptığını, özeni gösterdiğini ve basiretli bir tacir gibi davrandığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın tacir olup, basiretli davranmak zorunda olduğu, çek hesabı açmanın bankaların tekelinde olduğunu ve bankaların çek hesabı açarken sadece kendilerini değil çek hamillerini koruyacak şekilde her türlü tedbiri almak zorunda olduklarını, bankalar güven kuruluşları olduğundan ve yasalarla donatıldığından zarar görenlere karşı işlem ve eylemlerinden objektif özen sorumlusu oldukları, bankaların halledemediği ve tahsil edemediği bir meseleyi veya parayı zarar görenlere tüm hukuki yolları tükettikten sonra bankaya başvurmalarını beklemenin hakkaniyete aykırı olduğu gibi basiret ve güven kuruluşu olan bankaları keyfiliğe sürükleyeceği, davalının sahte belgelere dayalı çek hesabını açmasaydı dava konusu çekin davacıya geçmeyeceği ve davacının zarara uğramayacağı, davacının uğradığı zarar ile bankanın basiretsiz davranarak sahte çek hesabı açması arasında doğrudan doğruya illiyet bağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 6.450,00 TL'nin 26.08.2008 dava tarihinden itibaren yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, bankanın özensiz davranması sonucu sahte belgelerle açılan çek hesabı nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, her ne kadar davacı %50 kusuru bulunduğunu kabul etmiş ise de, kusur oranı hususunda bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davacının akidi aleyhine yaptığı icra takibinde akidin adresinde bulunamadığı ve davacının akidinden tahsilat yapamadığı göz önüne alındığında zararın meydana gelmesinde akidini iyi seçmeyen ve ticari ilişkiye girdiği kişileri yeterince araştırmayan davacının da bu suretle kusurlu olduğu gözetildiğinde mahkemece davalının tamamen kusurlu olduğunun kabulü de doğru değildir. Bu durumda, somut olayın özellikleri de değerlendirilmek suretiyle tarafların kusur oranlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.