Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16855 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8701 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : DENİZLİ (KAPATILAN) 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 25/02/2014NUMARASI : 2013/417-2014/24Taraflar arasında görülen davada Denizli (Kapatılan) 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25.02.2014 tarih ve 2013/417-2014/24 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, tekstil sektöründe faaliyet gösteren müvekkili şirketin 15.09.1999 tarihinde kurulduğunu, şirketin kurucu ortaklarından H. Y..'ın vefatından sonra mirasçılarından dava dışı Y. Y.. ve S. Yı..’ın hisselerini dava dışı anneleri A.. Y..'a devrettiğini, ancak Y. Y..’ın müvekkili şirkette çalışmaya devam ettiğini, A.. Y..'ın da payını daha sonra dava dışı .A.. ve G. A..'ya devrettiğini, müvekkili şirketin eski ortaklarından dava dışı S. Y..ve Y. Y..’ın 25.07.2008 tarihinde “Özkadife” unvanı ile ve müvekkili şirketin unvanı ile iltibas yaratacak şekilde davalı şirketi kurduklarını, ayrıca davalı şirketin ortağı ve yetkilisi olan dava dışı Y. Y..'ın, müvekkili şirkete ait antetli kağıt ile müvekkili şirketin telefon ve fakslarından ve müvekkili şirketin müşterilerine yazılar göndererek davalı şirket adına haksız rekabet niteliğinde tutum ve davranışlar sergilediğini ve bir süre sonra müvekkili şirketteki işinden ayrıldığını, şirketten ayrılırken de şirket muhasebecisi ile şoförünü ayartarak işten ayrılmalarını sağladığını, bu kişilerin müvekkili şirketten ayrılırken bazı çalışanlara ve müşterilere ait bilgi ve belgeleri alarak davalı şirkette çalışmaya başladığını, davalı şirketin bu bilgilerden yararlanarak müvekkili şirketin bazı müşterilerinden müvekkili şirketin bir şubesi olduğunu söyleyerek sipariş ve mal teslimi aldıklarını, davalıya bu konuda gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, davalı şirketin müvekkili şirketin tescilli unvanına yönelik müdahalesinin men'ini ile unvanının terkini, müvekkili şirkete yönelik haksız rekabetinin tespitini ve önlenmesini, hükmün ilanını, haksız müdahalenin kasıtlı ve planlı yapılması nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 02.07.2010 tarihinde maddi tazminat talebini 33.000.00 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili, davacı şirketin %75 payının dava dışı Ş.A..'ya, %25 payının ise müvekkili şirketin sahiplerinden dava dışı Y. Y..'ın babası H. Y..'a aitken, H. Y..’ın vefatı ile payının önce mirasçılarına, sonrasında tamamının murisin eşi dava dışı A.. Y..'a devredildiğini, Y. Y..'ın davacı şirkette sigortalı usta elemanı olarak 03.09.2008 tarihine kadar çalıştığını, davacı şirketin iştigal sahasının inşaat ve mermer işletmeleri olduğu için kadife ile ilgili işletmenin tamamen Y. Y..'a devredilmesi konusunda mutabakata varıldığını, ancak sonrasında bu mutabakattan cayılarak aynı işi yapan ikinci bir şirketin kurulmasının kararlaştırılarak 25.07.2008 tarihinde müvekkili şirketin kurulduğunu, fabrikanın birlikte faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin hangi koşullar altında, ne maksatla, hangi ticaret unvanı ile kurulacağının, iki şirketin birlikte nasıl faaliyet göstereceğinin her iki şirket yetkililerince kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin ticaret unvanında “Özkadife” ibaresinin bulunmasının çalıştıkları bölgede iltibas yaratacak nitelik taşımadığını, haksız rekabetin sözkonusu olmadığını, davacı şirket elemanlarının ücretleri ödenmediği için kendi iradeleri ile işten ayrıldıklarını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; iddia, savunma, ek bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin kurulduğu 25/07/2008 tarihinden dava tarihi 20/10/2008 Tarihine kadar geçen sürede, davalının haksız rekabeti nedeniyle davacı şirketin uğradığı zararın 16.812,00 TL olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle tazminat talebinin kısmen kabulü ile haksız rekabet nedeniyle uğranılan zarara karşılık 6762 sayılı TTK'nın 58/d-e bentleri uyarınca 16.812,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 26.812,00 TL tutarındaki tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, sair talepler yönünden verilen evvelki karar, bozma ilamı ile kesinleşmiş bulunduğundan bu husularda yeniden hüküm tesisine yer olamdığına karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2-Dava, haksız rekabet nedeniyle uğranılan maddi-manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. Ancak; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı şirketin kurulduğu 25/07/2008 tarihinden dava tarihi olan 20/10/2008 tarihine kadar geçen süre olan 88 gün için haksız rekabet eylemine göre tazminatın hesaplanması gerektiğinin belirtilmiş olmasına rağmen tazminat hesabının 85 gün üzerinden yapılması, mahkemece de eksik olarak hesaplanan bu tutar üzerinden maddi tazminata hükmedilmesi doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.3-Yine, mahkemece Dairemizin bozma ilamından önce verilen karar ile davalı aleyhine manevi tazminata hükmedilmiş olup, davalı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazları reddedilmiş olmakla hükmün bu kısmı kesinleşmiştir. Bu durumda, mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden kurulan hükümde manevi tazminata ilişkin daha önce verilen kararın kesinleşmiş olduğu dikkate alınarak bu hususta karar ihdasına yer olmadığına karar vermek gerekirken, yeniden hüküm kurularak manevi tazminata karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu yön itibariyle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.