Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1671 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15389 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/04/2014 tarih ve 2012/105-2014/189 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacının, davalı şirket yetkilisi dava dışı ....'a borç para verdiğini, anılan dava dışı kişinin borcuna karşılık keşidecisinin davalı ..., lehdarının davalı şirket olduğu 3 adet bonoyu verdiğini, bonolardan 2 tanesinin ödenmediği gibi davalı şirket tarafından kötüniyetli olarak açılan iptal davasında zayi nedeniyle iptallerine karar verildiğini ileri sürerek 7.500,00 TL bedelli 2 bonodan kaynaklanan toplam 15.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 2 bono hakkında da zayi nedeniyle iptal kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, davacının iptal davasında iptale konu 3 bono elinde olmasına rağmen, 1 bononun elinde olduğunu bildirdiğini bu nedenle iyi niyetli hamil olduğundan bahsedilemeyeceği gibi bonoların iptal kararının iptalini talep ve dava etmediğinden bu bonolara dayalı alacak talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, zayi nedeniyle iptaline karar verilen bonolara dayalı alacak davası olup, işbu davanın görülebilmesi için öncelikle zayi nedeniyle iptal kararının iptal edilmesi gerekir. Her ne kadar davacı tarafından bu dava açılmadan önce böyle bir dava açılmamışsa da bu husus yargılama sırasında da davacı tarafından yerine getirilebilir. Bu itibarla mahkemece davacıya zayi nedeniyle iptal kararının iptali için dava açmak için HMK'nın 165/2. maddesi uyarınca uygun süre verilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, zayi nedeniyle verilen iptal kararının iptali davasında tartışılacak olan kötüniyet olgusunun işbu davada tartışılarak karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA,(2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.