MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/07/2014 tarih ve 2014/56-2014/199 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacı tarafından şirket hisselerinin 07/05/2008 tarihli şirket hisse devir sözleşmesi gereğince davalıya devredildiğini, sözleşmede bedelin nakden alındığı belirtilmiş olmasına rağmen davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu durumun borçlu tarafından kendi imzasını taşıyan mektupta ikrar edildiğini, davalı hakkına yapılan icra takibine itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek; icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, hisse devir bedelinin ödendiğini savunarak, davanın reddini ve % 20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; noterde düzenlenen hisse devri sözleşmesiyle, davacının dava dışı limited şirketteki payını davalıya devir ve temlik ettiği, devir bedelini nakden ve tamamen aldığı, davalı tarafından dava dışı ... isimli kişiye gönderilen mektupta davacının şirketteki hissesini beş kuruş vermeden devrettiği yönündeki beyanlarının, noterde düzenlenen devir sözleşmesine göre davalıyı bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı, davalının kötü niyet tazminatı isteminin davanın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile yerinde olmadığı gerekçesiyle; davanın ve davalı vekilinin kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava, limited şirket hisse devir sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından dava dışı .....'ndeki 10000 payın 9800 hissesi şirket ortaklarından davalı ...'e .... Noterliği'nce düzenlenen 07.05.2008 tarihli hisse devir sözleşmesiyle 245.000,00 TL bedel karşılığında devredilmiştir. Hisse devir sözleşmesi içeriğinde devir bedelinin hisseyi devralan davalıdan nakden ve tamamen alındığı bildirilmektedir. Dava dilekçesinde ise, hisse devir bedelinin ödenmediği ileri sürülerek, davalının, davacının eşine gönderdiği mektuptaki beyanları ile hisse devir bedelinin ödenmediğinin ikrar edildiği belirtilmiştir. Dosyada bulunan davalı tarafından davacının eşine gönderilen muktubun 13. sayfasında “...madem ona musallat oldum, niye ....'u tek kuruş almadan bana devretti. Size gerçekleri anlatmayayım diye belki susarım diye. Size sevgisinden sanmayın, patolojik bir korkusu olduğundan...” ifadeleri yer almaktadır. İkrar bir tarafın, diğer tarafın ileri sürdüğü bir vakıanın doğru olduğunu bildirmesidir, yani ikrardan söz edilebilmesi için bir tarafın bir vakıa ileri sürmüş olması, diğer tarafın da bu vakıanın doğru olduğunu bildirmesi gerekir. İkrar, ya mahkeme dışında veya mahkeme önünde yapılır. Taraf mahkeme dışında, mesala bir mektupta ya da başka kişiler önünde kaşı tarafın iddia ettiği bir vakıayı ikrar edebilir. Mahkeme dışı ikrar, kesin delil olmadığından hakim mahkeme dışı ikrarı doğrulayacak delil ve emare varsa buna dayanarak hüküm verebilir. Yine mahkeme dışı ikrar, takdiri delil olduğundan bununla ancak takdiri delillerle ispat edilebilen hususlar ispat edilir. Ancak, mahkeme dışı ikrar, bir belge mesela ikrarı içeren bir mektupla ispat edilirse, kesin delil hükmünde olur. (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2013, s. 366, 367.)Yapılan açıklamalar çerçevesinde, davalı tarafından davacının eşine yazılan “....” hitabıyla başlayan mektubun 13. sayfasında yer alan “...'u tek kuruş almadan bana devretti” ifadesinin, davacının hisse devir bedelinin davalı tarafından ödenmediği iddiasına yönelik mahkeme dışı ikrar olduğu kabul edilerek, sonucuna göre uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken mektupta geçen ifadelerin noterde düzenlenen devir sözleşmesine göre davalıyı bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 11/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.