Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16564 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9090 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 51. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 04/02/2014NUMARASI : 2009/549-2014/42Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 51. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04.02.2014 tarih ve 2009/549-2014/42 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili tarafından nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın davalı tarafça gerçekleştirilen nakliyesi sırasında eksilmek suretiyle hasara uğradığını, 3.283,81 TL'nin müvekkili tarafından tazmin edildiğini ileri sürerek, bu tutarın sigortalıya ödeme tarihi olan 02/12/2005'den işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, konşimentoda yetki klozu bulunduğunu, Singapur Mahkemeleri'nin yetkili olduğunu, davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, müvekkilinin taşıyan sıfatı bulunmadığını, taşıyanın acentesi olduğunu, yükün konteynıra taşıtan tarafından yüklendiğini, sigortalı alıcı firmanın süresinde ihbarda bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, yetki klozunda yetkili mahkemenin gösterildiği ancak uygulanacak hukukun belirtilmediği gerekçesi ile davalının yetki itirazının reddine, esas yönünden yapılan inceleme neticesinde ise davanın kabulü ile 3.283,81 TL'nin ödeme tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davalı, konşimentoda her türlü ihtilafta Singapur Mahkemeleri'nin yetkili olduğuna dair hüküm bulunduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, mahkemece 08.12.2012 tarihli ara karar ile yetki klozunda yetkili mahkemenin gösterildiği ancak uygulanacak hukukun belirtilmediği gerekçesi ile davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Ancak, MÖHUK 47. maddesi gereğince yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Davacı, mal alıcısının halefi sıfatıyla bu davayı açmış olup, malı teslim almakla konşimentonun tarafı haline gelir ve gönderenle taşıyan arasındaki hukuki ilişkiyi belirleyen konşimentodaki hükümler malı teslim alan gönderileni de bağlar. Ayrıca, yabancılık hukuku olması halinde uygulanacak hukukun belirlenmesi MÖHUK 24. maddesine tabi olup, yetki şartının sözleşme ile kararlaştırılması halinde uygulanacak hukukun da taraflarca belirlenmesinin gerekli olduğuna dair bir hüküm de MÖHUK da bulunmamaktadır. Bu nedenle, mahkemece uygulanacak hukukun belirtilmediği gerekçesi ile yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.