MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 29/04/2013NUMARASI : 2000/804-2013/89Taraflar arasında görülen davada İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/04/2013 tarih ve 2000/804-2013/89 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/10/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. G.. D.. ile davalı vekili Av.M. K. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 01.12.1997 tarihinde başlayan toplam dört yıl süreli distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkilinin teminat olmak üzere ipotekler tesis ettirdiğini, yine aynı amaçla 5.000 TL bedelli teminat mektubu ile teminat çeki verdiğini, sözleşmeye güvenerek ciddi miktarlarda yatırım yaptığını, 2000 yılına kadar sözleşmenin sorunsuz olarak yürütüldüğünü, 2000 yılı sezonu için ise davalının, müvekkilinin sipariş taleplerini karşılıksız bıraktığını, kendisine müvekkilince gönderilen ihtarnamelere de cevap vermediğini, daha sonra sözleşmenin sonlanmasına henüz 2 yıl olmasına rağmen davalının bölge distribütörlüğünü başka bir şirkete verdiğinin öğrenildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak sözleşmenin feshine sebebiyet verdiğini ileri sürerek, taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin çözülmesine, teminat mektubunun iadesine, uğranılan zararlara karşılık maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise aynı nedenlerle 354.526,15 TL kar kaybının tahsilini istemiştir.Asıl ve birleşen davada davalı vekili, müvekkili şirket yetkilisi tarafından imzalanan herhangi bir distribütörlük sözleşmesinin bulunmadığını, davalının 1998 ve 1999 yılı sezonlarında ödemelerini zamanında yapmadığı için bölgeye yeterli mal sevkinin yapılmadığını, davalının teminat verilmesi zorunluluğunu yerine getirmediğini, davalının yıl içinde gösterdiği performansın bölge açısından olumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davalı tarafça kendilerince imzalanmış bir dağıtım sözleşmesinin bulunmadığı savunulmuş ise de taraflar arasındaki ticari ilişki, icazet, sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesi ve ödemeler nazara alındığında bu savunmanın yerinde görülmediği, taraflar arasında 01.12.1997 tarihli sözleşmenin bulunduğu, anılan sözleşmede, sözleşme süresinin 3 yıl olarak kararlaştırıldığı, sözleşmenin uzatılması konusunda mutabakat öngörüldüğü, sözleşme 30.11.2000 tarihinde sona erecek iken 2000 yılı başında davalının eylemli olarak sözleşmeyi feshettiği, feshin haklı olduğunun kanıtlanamadığı, davacının sözleşme hükümlerini yerine getirmediği ve ödemeleri yapmadığı yönündeki savunmanın da ispat olunamadığı, haksız biçimde sözleşmeyi fesheden davalının, davacının 2000 yılına ilişkin 11 aylık kar kaybından sorumlu bulunduğu, sözleşmenin uzatılması yönünde taraflarca anlaşmaya varılmadığından davacının 2001 yılına ilişkin kar kaybı talebinin haklı bulunmadığı, sözleşme uyarınca davacının meydana getirdiği soğuk hava deposunun ve soğuk zincir tesisatının mülkiyetinin davacıya ait olduğu ve ekonomik ömrünün 3-4 yıldan uzun bulunduğu, bu tesislerin davacı tarafından soğuk zincir gerektiren başka alanlarda değerlendirilebileceği, dolayısıyla yapılan yatırımının tazmin edilmesi talebinin yerinde görülmediği, sözleşme haksız feshedildiğinden sözleşme uyarınca konulan ipoteklerin kaldırılmasının gerektiği ancak davacının taşınmazlar üzerine ipotek konulması nedeniyle zarara uğradığını ispat edemediği, bu durumda açıklanan sebebe dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerinin dayanaksız bulunduğu, yine sözleşme gereğince verilen teminat mektubunun da iptalinin uygun görüldüğü, davacının diğer taleplerini ise kanıtlayamadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 1.000 TL kar kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sözleşme uyarınca tesis edilen ipoteklerin kaldırılmasına, yine sözleşme gereğince verilen teminat mektubunun iptaline, birleşen davanın kısmen kabulü ile 93.595,85 TL kar kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, asıl ve birleşen davada fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Asıl ve birleşen dava, taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesinin haksız feshedilmesi nedeniyle uğranılan zararların tahsili istemine ilişkin olup mahkemece, taraflar arasındaki 3 yıllık distribütörlük sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği, bu nedenle sözleşme süresinin sonuna kadar oluşan kar kaybından davalının sorumlu bulunduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece, davacı tarafın kar kaybı hesaplanırken sözleşme kapsamında söz konusu karı elde etmek için yapması gereken masraflar dikkate alınmamıştır. Bu itibarla, mahkemece davacının sözleşmenin sonuna kadar yapması gereken masrafların tespiti ile tespit edilen miktarın, davacının elde edeceği kardan mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 31/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.