MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 37. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 13/12/2011NUMARASI : 2011/72-2011/74Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 37. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/12/2011 tarih ve 2011/72-2011/74 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı, davalı ve asli müdahil vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24.10.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. C.. C.. dinlenildikten sonra, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili asıl ve birleşen davada, müvekkilinin dava dışı F. Makine Cnc Takım Tezgahları A.Ş.'den torna tezgahı alımı için sözleşme imzaladığını, emtianın davalıya nakliyat emtia poliçesi ile sigortalandığını, 25.09.2007 tarihinde İstanbul/Samsun arası nakliye sırasında hasar gördüğünü, makinenin kullanılamaz hale geldiğini, sigortanın zararlarını karşılamadığını ileri sürerek, asıl davada 440.000 EURO zararlarına ilişkin olarak şimdilik 20.000 EURO tazminatın tahsilini talep ettiklerini, birleşen davada ise davalının kendilerini temerrüte düşürmeden 267.000 EURO tazminat için tevdi mahalli tayini istediğini, ekspertiz raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini, makinenin İstanbul/Samsun arası 6 adet tırla 16.874 TL'na taşındığını, makinenin fabrika sahasında 200m2 yer kapladığını ileri sürerek, bakiye 420.000 EURO tazminatın, 16.874 TL nakliye bedelinin, 30.000 TL hasarlı emtia muhafaza bedelinin ve 40.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ekspertiz tarafından zararın 267.000 EURO olarak belirlendiğini, bu miktarın tevdi mahalline bırakıldığını, davacının taleplerinin poliçe teminatı dahilinde bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Müdahil vekili, davacı şirketle 10.04.2007 tarihli 440.000 EURO bedelli satış sözleşmesi imzaladıklarını, 4. maddede ödemenin teyitli akreditif ile yapılacağının düzenlendiğini, 13. maddede toplam emtia bedelinin %20'sinin ancak davacı tarafından bankaya verilen kabul sertifikasına istinaden ödeneceğinin belirtildiğini, sertifikanın davacı tarafından imzalanıp bankaya teslim edilmediğini, bu nedenle bankanın kendilerine ödeme yapmadığını, müvekkilinin satış sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini ileri sürerek, müdahale taleplerinin kabulünü, dava konusu talep edilen sigorta bedelinin %20'si olan 88.000 EURO miktarın faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, satıcı firmanın yeni makine için 330.000 EURO makine ve 37.000 EURO navlun teklifinde bulunduğu, bu miktarın bilirkişilerce de uygun bulunduğu, sovtaj bedelinin 100.000 EURO olduğu, 267.000 EURO miktarın davalı tarafça mahkemeye tevdi edildiği, nakliye bedeli, emtia muhafaza bedelinin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığı, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı, davalı ve müdahil vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava tarihinde yürürlükte olan HUMK'da asli müdahale müessesesi ayrıca düzenlenmemiş olmasına rağmen yargısal uygulama ile asli müdahale davası benimsenmiş bulunmaktadır. Bu nedenle, iki kişi arasında belli bir şey veya hak konu edilerek açılmış ve derdest bir dava mevcut iken, üçüncü bir kişinin, dava konusu üzerinde kendisinin hak sahibi olduğunu iddia edip aynı mahkemede harç yatırmak suretiyle dava açması halinde ortada asli bir müdahale talebinin (davasının) bulunduğundan söz edilmek gerekir. Böyle bir durumda, asli müdahale davasının ilk davadan bağımsız ve ayrı bir dava olduğu, davalıların ise ilk açılan davanın tarafları, bir başka deyimle davacı ve davalıları olduğu ve asli müdahale davası hakkında ayrıca bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Bu şekilde açılmış asli müdahale davasının, mahkemece fer'i müdahale talebi olarak kabulü de, mevcut asli müdahale davasının varlığını ortadan kaldırmaz. Bu itibarla, mahkemece asli müdahil F. M. Cnc Takım Tezgahları A.Ş.'nin talebine ilişkin peşin karar harcını yatırması konusunda mehil, gerektiğinde kesin mehil verilerek sonucuna göre, istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.3- Öte yandan, mahkemece davalı sigorta şirketi tarafından poliçede dain mürtehin kaydı olması ve tazminatın ödenmesine muvafakat edilmediği gerekçesiyle, davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi, tevdi mahalline tazminat yatırıldığından ve işbu davanın açılmasına sigorta şirketi tarafından sebebiyet verilmediğinden doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan asli müdahil F. M. Cnc Takım Tezgahları A.Ş. vekilinin temyiz itirazının kabulü hükmün anılan taraf yararına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün anılan taraf yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 04,05 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı ve asli müdahil'e iadesine, 24.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.