Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16485 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13889 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 03/04/2013NUMARASI : 2010/1336-2013/170Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03.04.2013 tarih ve 2010/1336-2013/170 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24.10.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. S.. T.. ile davalı vekili Av. H.. A.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında erken rezervasyon poliçesi tanzim edildiğini, davalının belirlenen 157.500 TL prim borcunu ödemediğini, yapılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, poliçenin geçerlilik kazanması için ilk taksitin ödenmesinin şart olduğunu savunarak, davanın reddin istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının sözleşme süresi boyunda davacıya prim ödemesi yapmadığı, bu süre zarfında riziko meydana gelmediği, davacının sorumluluğunun yasa ve prim ödeme özel koşullarına göre başlamadığı, takip tarihi itibariyle alacak bulunmadığı gerekçesiyle, davanın ve kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, poliçe prim alacağından kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davalının sözleşme süresi boyunca prim ödemesi yapmadığı, bu süre zarfında riziko oluşmadığı, davacının sorumluluğunun başlamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, sigorta sözleşmesinin kurulması için belli bir şekil şartı bulunmamaktadır. Sözlü olarak da sigorta sözleşmesinin tesisi mümkündür. 6762 sayılı TTK'nın 1295/1. maddesi uyarınca sigorta priminin tamamının defaten veya taksitle ödenmesi konusunda anlaşma varsa prim ilk taksitinin sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslim edilmesi karşılığında ödenmesi gerekir. Somut olayda, 24.02.2010-01.10.2010 arası geçerli olmak üzere 04.03.2010 tarihinde poliçe tanzim edilmiş, 157.500 TL primin peşin ve 3 taksitte ödenmesine karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasında karşılıklı irade beyanı ile sözleşme kurulduğuna göre, davalının prim ödeme borcunun ilke olarak doğduğunun kabulü gerekir. Mahkemenin gerekçesinde belirtilen 6762 sayılı TTK'nın 1295/2. maddesindeki hüküm riziko durumunda sigortacının sorumluluğunun başlamasına ilişkin olup, dava konusu olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu itibarla, mahkemece davalının hukuki durumunun yukarıda değinilen hususlar nazara alınarak değerlendirilip, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.