Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16476 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12535 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ALANYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/04/2013NUMARASI : 2007/503-2013/121Taraflar arasında görülen davada Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/04/2013 tarih ve 2007/503-2013/121 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/10/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. M.. E.. ile davalı vekili Av. M.. T.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin 2000 yılından beri otel işletmeciliği yaptığını ve Akdeniz bölgesinde itibar kazanmış ve tanınan bir işletme haline geldiğini, müvekkilinin Almanya ve Hollanda'da da büyük bir pazarının bulunduğunu, davalı şirketin "P." ismini açtığı otele verdiğini, davalıya bu konu ile ilgili olarak ihtarname çekildiğini ancak olumlu bir yanıt alamadıklarını, davalı tarafın müvekkilinin tescilli "C. P." ismini 2004, 2005, 2006, 2007 turizm sezonlarında kullanmaya devam ettiğini, davacının müşterilerinden davalıya kayma olduğunu, bunun üzerine Alanya 3 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/1172 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkemece davalı şirketin "P." markasını kullanarak markaya tecavüz ettiğine karar verildiğini, davalı şirketin bu şekilde haksız kazanç elde ettiğini ileri sürerek, 400.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın 01/03/2004 tarihinden itibaren işleyecek ticari ve reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, markaya tecavüz nedeniyle açılacak olan tazminat davalarının bir yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, bu nedenle zaman aşımı def’inde bulunduklarını, müvekkili şirketin "C. V. P." ismini 06/10/2005 tarihli Turizm İşletme Belgesine dayanarak kullandığını, her iki şirketin farklı ilçelerde bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davalı tarafça davacının müşteri çevresinden yararlanmak için, "P." ismini taşıyan oteli hizmete sunduğu, faaliyet sahalarının aynı turizm bölgesi olduğu, bu durumun davacının tescilli markasıyla iltibasa sebebiyet verdiği, bu konu ile ilgili olarak yapılan yargılamada davalının markaya tecavüzünün men'ine karar verildiği ve bu halin davacıya karşı haksız rekabet oluşturduğunun tespit edildiği, alınan bilirkişi ek raporu doğrultusunda 02/07/2004-31/12/2004 dönemi için 133.381,71 TL , 2005 yılı için 112.680,33 TL, 2006 yılı için 59.952,97 TL ve 01/01/2007-19/12/2007 dönemi için 104.521,91 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilinin gerektiği, davalının basiretli bir tacir gibi hareket etmediği, davacı tarafın markasına tecavüzünün ve bu tecavüz nedeniyle haksız kazanç elde ettiğinin sabit olduğu, bu durumun davacı tarafça çekilen ihtara rağmen yıllarca sürdüğü, davacı tarafın ticari itibarının zedelendiği, davacı tarafın yıllarca dürüst ve kaliteli hizmet sunarak sahip olduğu ticari itibarını düzeltmeye çalıştığı, bu nedenle tüm yıl açık olan otelin senenin bazı aylarında kapanmak zorunda kalarak hayatiyetini devam ettirmeye çalıştığı, maddi ve manevi zararlar gördüğü gerekçesiyle, davanın kabulü ile 133.381,71 TL'nin 31.12.2004 tarihinden itibaren, 112.680,33 TL'nin 31.12.2005 tarihinden itibaren, 59.952,97 TL'nin 31.12.2006 tarihinden , 93.984,99 TL'nin 19.12.2007 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile 50.000,00 TL manevi tazminatın 02.07.2004 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1 - Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2 - Davacı vekili, müvekkilinin 2000 yılından beri otel işletmeciliği yaptığını, davalı şirketin "P." ismini açtığı otele verdiğini, davalıya bu konu ile ilgili olarak ihtarname çekildiğini ancak olumlu bir yanıt alamadıklarını, davalı tarafın müvekkilinin tescilli "C.P." ismini 2004, 2005, 2006, 2007 turizm sezonlarında kullanmaya devam ettiğini, davacının müşterilerinden davalıya kayma olduğunu, Alanya 3 Asliye Hukuk Mahkemesince davalı şirketin "P." markasını kullanarak markaya tecavüz ettiğine karar verildiğini, davalı şirketin bu şekilde haksız kazanç elde ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda değinilen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak maddi tazminat hesabına esas davacı zararının tespitine ilişkin olarak alınan bilirkişi raporunu tanzim eden bilirkişilerin, turizm sektörü konusunda uzman olmadıkları gibi davalı tarafça, söz konusu hesaplamanın vergi öncesi net kar üzerinden yapılması gerektiği, amortisman giderlerinin düşülmesinin zorunlu olduğu, kar marjı oranının hatalı şekilde tespit edildiği yönündeki ciddi itirazlar da yanıtsız bırakılmış, bu kapsamda alınan ikinci bilirkişi raporunda da ilk rapordaki zarar hesabına katılındığı belirtilmekle yetinilmiştir. Bu durumda mahkemece, aralarında turizm sektöründen bir bilirkişinin de bulunduğu heyetten rapor alınmak ve davalı tarafça ileri sürülen itirazlar cevaplamak suretiyle davacının maddi zararının belirlenmesi, ardından manevi tazminatın da bu kapsamda tespiti gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile sonuca gidilmesi doğru görülmemiş hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.