Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16466 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4377 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 26/12/2013NUMARASI : 2012/649-2013/719Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/12/2013 tarih ve 2012/649-2013/719 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 2006 yılında işletme ihtiyaç kredisi ve 2007 yılında işletme ipotek karşılığı krediler kullandığını, her kredi kullanıldığında ve her yapılandırma yapıldığında müvekkilinden masraf adı altında haksız olarak 10.000,00 TL'ye yakın bedel alındığını, ayrıca müvekkiline ihbar gönderilmemesine rağmen ihbar masrafı altında pek çok kez paraların haksız olarak alındığını, bu paraların iadesi için yaptıkları başvuruların reddedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, TTK'nın 22. maddesi uyarınca ücret isteme hakkına sahip olduklarını, Rekabet Kurulu kararına göre de bu ücretlerin serbetçe belirlenebileceğini, bu ücretlerin alınmasının iyiniyet kurallarına aykırı olmadığını, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında ihbar ücretinin düzenlendiğini, bu nedenle ihbar ücreti alınmasının da yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, standart sözleşmelerde yer alan genel işlem şartlarının açık ve anlaşılır olmaması durumunda bunlardan haksız olanların kredi alan için bağlayıcı olmadığı, bir risk oluştuğunda veya teminata esas değerlerde davalı bankaca bir değişiklik hissedildiğinde ve yeniden bir değerlendirme yapmanın zorunlu görüldüğü hallerde, gerekçeleri gösterilmek ve TMK'nın 2. maddesine aykırı olmamak koşulu ile sözleşme tarihi de gözetilerek kredi için yapılan masrafların kredi alana yansıtabileceği, somut olayda, haksız olarak dosya masrafı adı altında para alındığı, ayrıca alınan telefon ücretinin de fahiş olduğu, yine davacıdan dekontlarla tahsil edilen ihbar ücreti konusunda da davalı bankaca herhangi bir belge ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.865 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, ticari nitelikteki kredi sözleşmesine istinaden davacıdan alınan masrafların iadesi istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı tarafça tahsil edilen paranın taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca tahsil edildiği savunulmuş olmasına rağmen mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmeler ve ekleri getirtilerek davalı bankanın, dava konusu edilen masrafları alıp alamayacağına ilişkin bir hüküm bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Gerek 6762 sayılı TTK'nın 22. maddesinde gerekse yargılama sırasında yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın 20. maddesinde, tacirin ticari işletmesiyle ilgili bir iş ve hizmet görmesi halinde münasip bir ücret isteyebileceği düzenlenmiş olup somut olayda da davalı banka, davacıya ticari kredi kullandırdığından kural olarak ücret isteyebileceğinin kabulü gerekmektedir. O halde mahkemece, taraflar arasındaki kredi sözleşmeleri ve ekleri dosyaya celp edilip dava konusu masraflara ilişkin sözleşme hükümleri ile diğer bankaların benzer işlemlerdeki emsal uygulamaları gözetilerek, bankacılık uygulamasında davalının söz konusu ücretleri tahsil etmesinin mümkün olup olmadığının gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.