Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16374 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8544 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : GAZİANTEP (KAPATILAN) 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 10/12/2013NUMARASI : 2013/144-2013/158Taraflar arasında görülen davada Gaziantep (Kapatılan) 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/12/2013 tarih ve 2013/144-2013/158 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin halen davalı şirketin ortağı olduğunu, müvekkilinin gördüğü lüzum üzerine ortaklıktan ayrılmaya karar verdiğini, Gaziantep 4. Noterliği’nin 15/10/2012 tarihli ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile keyfiyeti şirket yönetimine bildirmek istediğini, ancak ihtarnamenin karşı tarafa tebliğ edilmediğini, müvekkilinin bir süredir yurt dışında yaşadığını bu sebeple şirket yönetiminin diğer ortak H.Y. tarafından yapıldığını, şirketin maddi yönden sıkıntıya girdiğini yönetimde isabetsiz kararlar verildiğini, bu konudaki uyarıların dikkate alınmadığını müvekkiline şirket hesaplamalarını inceleme fırsatı tanımadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirketten ayrılmasına izin verilmesine ve şimdilik 1.000 TL ayrılma akçesinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere göre, davalı şirketin 2 ortaklı olduğu, davacının da bunlardan birisi olduğu, yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca 2 ortaklı limited ortaklıklarda ortaklardan birisinin ortaklıktan çıkmaya izin verilmesi davası açamayacağı ancak haklı sebeplerle şirketin feshini isteyebileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, haklı nedene dayalı olarak limited şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesinin ödenmesi talebine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dava tarihinden önce yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın 573/1. maddesi uyarınca limited şirketlerin tek ortaklı olarak da tüzel kişiliğini ve ticari hayatlarını sürdürmeleri mümkün hale gelmiştir. 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 3. maddesi hükmünde de tarafların iradelerinden bağımsız olarak, kanunla düzenlenen hukuki ilişkilere, bunlar Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile, Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. Anılan bu hüküm uyarınca davalı limited şirketin tek ortaklı olarak da tüzel kişiliğini devam ettirmesi söz konusu olabileceği gibi, yine 6102 sayılı Kanun'un 636/3. maddesi gereğince mahkemece, fesih yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenerek şirketten çıkarılmasına da hükmedilebileceğinden, mahkemece 6103 sayılı Kanun'un 3. ve 6102 sayılı Kanun'un yukarıda belirtilen hükümleri dikkate alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın reddi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.