MAHKEMESİ : TAVŞANLI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/01/2014NUMARASI : 2013/313-2014/24Taraflar arasında görülen davada Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/01/2014 tarih ve 2013/313-2014/24 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar F.. D.. ile H. E.vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili asıl davada, müvekkilinin iki adet bono nedeniyle davalıların murisi A. K.'dan 4000 DM alacaklı olduğunu, borçlu hakkında yapılan takibe itiraz edildiğini, borçlunun ölmesi nedeniyle itirazın iptali davasında mirasçısı davalılara tebligat yapıldığını, davalıların davaya cevap vermeyip, borca itiraz etmediklerini, dava sonunda itirazın iptaline ve takibin devamına karar verildiğini, işlemden kaldırılan takip yenilenmiş ise de İcra Hukuk Mahkemesi tarafından davalı Hatice hakkındaki yenileme işleminin iptal edildiğini ileri sürerek, öncelikle 4.000 DM karşılığı 2.051 Euro’nun 28/09/2000 tarihinden itibaren dövize uygulanan mevduat faizi ile, bu mümkün değilse icra takibinde talep edilen dövizin karşılığı olan 1.350 TL'nın 28/09/2000 tarihinden itibaren yasal faizi, bu da mümkün olmazsa 2.051 Euro’nun dava tarihindeki karşılığı olan 4.515 TL'nin 28/09/2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, birleşen davada 1.050,00 TL'nin davalıdan tahsini istemiştir.Davalı Hatice vekili, bonoların vade tarihlerinden itibaren on iki yıl geçtiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu senetlerin asıl borçlusunun davalı Ali İhsan olduğunu, aynı senetlere dayanılarak davalı Ali İhsan hakkında başlatılan takibin derdest olduğunu savunmuştur.Davalılar F.. D.. ve A.. K.., davacıya borçları bulunmadığını savunmuşlardır. Davalı F. K.'nın dava tarihinden önce öldüğü anlaşılmıştır.Mahkemece, tüm dosya kapsamına ve toplanan delillere göre, davalı F. K. yönünden davadan önce vefat ettiğinden hakkındaki davanın husumetten reddine, davalı H.. E.. yönünden zaman aşımı def'inin kabulü ile davanın reddine; davalı F.. D.. yönünden miras payı oranında davanın kabulü ile 2.521, 46 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; davalı A.. K.. yönünden miras payı oranında davanın kabulü ile 2.521, 46 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı F.. D..'in istirdat talebinin ayrı bir davaya konu edilebileceğinden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı ve davalılar F.. D.. ile H.E.vekilleri temyiz etmiştir.1- Davaların birleştirilmesi halinde sadece bunların yargılaması birlikte yürütülmekte olup, her dava bağımsız karakterini koruduğundan mahkemece, her dava için ayrı ayrı hüküm kurulmalı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti her dava için ayrı ayrı belirlenmelidir. Somut olayda söz konusu usul kuralına aykırı şekilde asıl ve birleşen dava ayrımı yapılmadan tek bir hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı ve davalılar F.. D.. ve H.. E.. vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek bulunmadığına karar verilmiştir.SONUÇ:Yukarıdaki (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, bozma sebep ve şekline göre davacı ve davalılar F.. D.. ve H.. E.. vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek bulunmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.