MAHKEMESİ : BUCAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/11/2013NUMARASI : 2012/307-2013/656Taraflar arasında görülen davada Bucak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/11/2013 tarih ve 2012/307-2013/656 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacı nezdinde nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan alçı emtiasının davalıya ait araçla taşınması sırasında ıslanma sonucu hasarlandığını, bu durumun araç şöförünün de imzasının bulunduğu tutanakla tespit edildiğini, hasar nedeniyle sigortalıya 1.960,00 TL ödeme yapıldığını, davalının hasardan sorumlu bulunduğunu, sigortalıya ödenen hasarın rücuan tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve %20 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taşıma sırasında tüm güvenlik tedbirlerinin alındığını, brandanın çekildiğini, emtiaların 04/02/2011 tarihinde dava dışı alıcıya teslim edildiğini, teslimat sırasında birkaç torbanın ıslandığı ve kullanılmaz olduğunun belli olduğunu, ancak hasar miktarının talep edilen kadar olmadığını, dava dışı alıcının hasarlı olduğu iddia edilen emtiayı dava dışı şirkete sattığını, sovtaj bedelinin düşülmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı nezdine sigortalı emtianın taşınamsı işinin davalı tarafından üstelenildiğini, emtianın taşıma sırasında hasar gördüğünün, dava dışı alıcı ve dava dışı araç şöförünün birlikte düzenledikleri tutanakla sabit olduğu, tanık olarak dinlenen araç şöförü tutanağın aksi yönünde beyanda bulunmuşsa da tutanaktaki imza inkar edilmediğinden içeriğinin doğru kabul edildiği, zarar miktarı olan 1.960,00 TL'nin davacı tarafından sigortalısına ödediği, davacının talep edebilceği işlemiş faizin, 47,36 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Bucak İcra Müdürlüğü'nün 2011/2086 esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın 1.960,00 TL asıl alacak, 47,36 TL faiz alacağı yönünden iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın (1.960,00 TL) %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın rucüan tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükteki 6762 Sayılı TTK’nın 1301. maddesi uyarınca rücu davası açılabilmesi için, sigortacı ile sigortalı arasında bir sigorta sözleşmesinin mevcudiyeti, sigortacının bu nedenle sigortalısına bir ödeme yapmış olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkının bulunması gerekir. Somut olayda, davacı ile dava dışı sigorta ettiren şirket arasındaki nakliyat abonman sigorta poliçesi dosyaya ibraz edilmiş olup, ayrıca dava konusu taşımaya ilişkin spesifik poliçe dosyaya sunulmadığı gibi, dosyada sigorta ettirenin alacağa ilişkin her türlü hakkını davacı sigortacıya temlik ettiğine ilişkin bir belgeye de rastlanılmamıştır. Sadece abonman sözleşmesinin bulunması, spesifik yani belirli bir taşımaya ilişkin akdi ilişki ve bildirim olmadıkça taşınan malın sigorta örtüsü altında olduğunu göstermez ve sigortacı da böyle bir rizikodan sorumlu olmaz. Bu husus aktif dava ehliyetine ilişkin olup mahkemece re'sen nazara alınması gerekir. Bu itibarla mahkemece, davacıya spesifik poliçeyi sunması veya dava konusu emtianın sigorta örtüsü altında olduğunu kanıtlaması hususunda delillerini bildirmek üzere süre verilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.