MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 28/12/2012NUMARASI : 2003/102-2012/207Taraflar arasında görülen davada İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/12/2012 tarih ve 2003/102-2012/207 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09/09/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. C.K. ile davalı vekili Av. Ö.. Y.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının müvekkili bankanın eski genel müdürü olduğunu, görev yaptığı süre içinde dava dışı şirkete yeterli teminat alınmadan usulsüz olarak kredi kullandırdığını, kredinin tahsil edilememesi nedeniyle bankanın zarara uğradığını, davalının dava dışı firma hakkında olumsuz istihbarat raporlarına rağmen kredi kullandırılmasından dolayı kusurlu ve sorumlu olduğunu ileri sürerek, 161.503,27 TL anapara 564.966,33 TL faiz olmak üzere toplam 726.469,60 TL'nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, zamanaşımı defi ile birlikte, müvekkili hakkında sorumluluk davası açılmasına ilişkin alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığını, iddia edilen zararın oluşmasında müvekkilinin bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olarak görev yaptığı süre için olumsuz istihbarat raporlarına rağmen dava dışı şirkete usulsüz olarak kredi kullandırılarak bankanın zararına neden olduğu, meydana gelen zararda davalının %20 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 23.705,17 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Dava, 6762 sayılı Yasa’nın 341. maddesi uyarınca, davalı eski yönetici tarafından davacı bankanın zarara uğratıldığı iddiasına dayalı sorumluluk davasıdır.Kural olarak, yönetim kurulu üyeleri şirket adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulamazlarsa da, 6762 sayılı TTK’nın 336. maddesinde belirtilen hallerde ortaklığa ve ortaklık alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe tüm yöneticiler oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olurlar. Yani yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifaları sırasında bir zarar oluşmuşsa, bu zararın üyelerin kusurlu eylemi sonucunda meydana geldiğinin kabulü gerekmektedir. Başka bir deyişle, Türk Ticaret Kanunu yönetim kurulu üyeleri için ispat yükünü tersine çevirmiş, kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngörmüş ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesi kabul etmiştir (Gönen Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler, s:1941, 1942, 1999). Nitekim TTK’nın 338. maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu oldukları düzenlenmiştir. Yine TTK’nın 337. maddesinde, yeni seçilen veya tayin olunan yönetim kurulu üyelerinin, seleflerinin belli olan yolsuz muamelelerini murakıplara bildirmeğe mecbur oldukları, aksi halde seleflerinin sorumluluklarına iştirak edecekleri belirtilmiştir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı banka tarafından usulsüz kredi verilmek suretiyle bankanın uğramış olduğu zarardan kredi veren şubenin %50, krediler genel müdürlüğünün %20, yönetim kurulunun %10 ve davalı N.. D..'ın yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda genel müdür olarak %20 oranında sorumlu olduğu belirtilmiş ve mahkemece belirlenen bu sorumluluk oranı esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de, bu oranlar ancak zararın meydana gelmesinde etkisi olan kişiler bakımından birbirlerine karşı rucü halinde geçerli olup, davacı bankanın yönetim kurulu eski üyesi ve genel müdürü olan davalı N.. D.. 6762 sayılı TTK'nın 336. maddesi hükmü gereğince zarar gören davacıya karşı zararın tamamından tüm zarar verenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Bu itibarla mahkemece, davalı N.. D..'ın meydana gelen zararın tamamından diğer zarar veren kişiler ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.3- Bununla birlikte, davacı vekilince dava dışı firmaya kullandırılan usulsüz krediler nedeniyle bankanın 161.503,27 TL anapara, 564.966,33 TL faizi olmak üzere toplam 726.469,60 TL zarara uğradığı iddiası ile anaparaya temerrüt faizi uygulanmak suretiyle anılan bedelin tahsili talep edilmiş olup, mahkemece 17.03.1998 tarihli hesap kat ihtarında belirtilen 118.525,24 TL anaparanın %20’si olan 23.705,17 TL’nin dava tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş ise de, davacı bankanın alacak isteminin temeli davalının haksız eylemleri olduğundan, temerrüt için davalıya ihtar gönderilmesi gerekmediği gibi haksız fiilin gerçekleşme tarihi de dava dışı firmaya usulsüz olarak kredinin verildiği tarihtir.Bu itibarla, mahkemece, davacı tarafın dava tarihine kadar işlemiş faize ilişkin talebinin buna göre değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu benttlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.595,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 09/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.