MAHKEMESİ : FETHİYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/04/2013NUMARASI : 2011/149-2013/401Taraflar arasında görülen davada Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/04/2013 tarih ve 2011/149-2013/401 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.10.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. Ş.. D.. ile davalı vekili Av. Z.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı nezdinde bulunan hesabına ait çek karnesini 16.11.2008 tarihinde çaldırdığını, bu durumun davalıya aynı gün bildirilerek ödemeden men talimatının hesaba kaydedildiğini, ancak çalınan çeklerden bir tanesinin sahte imza işleme konularak bankaya ibraz edildiğini ve davalı tarafından sahte imzalı çeke dayalı olarak müvekkiline ait hesaptan 15.680 TL ödeme yapıldığını, davalının sahte çek ile yapılan ödemeden dolayı müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu ileri sürerek, anılan bedelin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının vermiş olduğu ödemeden men talimatına ilişkin yasal düzenlemenin yürürlükten kaldırılmasından sonra davaya konu çekin takas odası marifeti ile karşılığının olup olmadığının sorulduğunu, hesabın müsait olması üzerine çek bedelinin ödendiğini, müvekkilinin her hangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davacı tarafından çekin çalınmasından sonra davalı bankaya ödemeden men talimatı verilmiş ise de buna ilişkin yasal düzenlemenin yürürlükten kaldırıldığı halde davacının çeklerin ödenmemesi için mahkemeden tedbir kararı almadığı, ancak davaya konu çekin ödenmesinden sonra diğer çekler için ihtiyati tedbir kararının alındığı, buna göre davacının kendi kusuru ile zarara neden olduğu, çekin takas yolu ödenmiş olması nedeniyle davalının imza incelemesi yapmasının mümkün bulunmadığı, davalıya atfedilecek bir kusurun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, sahte imza ile keşide edilmiş çekin ödenmiş olmasından kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.TTK.nun 724. maddesine göre “tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasından doğan zarar muhataba ait olur; meğer ki senette keşideci olarak gösterilen kimseye kendisine bırakılan çek defterini iyi saklamamış olması gibi bir kusurunun isnadı mümkün olsun”. Öğretiye ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, muhatap bankanın bu maddede öngörülen sorumluluğu kusur aranmayan bir sorumluluk olup, muhatap kusursuzluğunu ispat etse bile bu sorumluluktan kurtulamaz. Keşideci tamamen kusurlu fakat muhatap kusursuz ise muhatap sorumlu tutulamaz. Ancak, tarafların hiçbirinin kusurlu olmadığı hallerde banka sahte veya tahrif edilmiş çeki ödemenin sorumluluğundan kurtulamaz. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlali ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Varsa keşidecinin müterafik kusuru dikkate alınır.Somut olayda, davacıya ait çek karnesinin çalındığı ve davacı tarafından bu hususun aynı gün davalı bankaya bildirildiği, çalınan bu çeklerden bir tanesinin sahte imza ile keşide edilerek davalı bankadan tahsil edildiği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davalı bankanın sahte imzalı çeki ödemesi nedeniyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamadan da anlaşılacağı üzere 6762 sayılı TTK’nın 724. maddesi hükmü gereğince davalı banka sahte imzalı çeki ödemekle davacıya karşı kusursuz sorumlu olup, davaya konu çekin takas yolu ödenmiş olması, dolayısı ile davalının imza incelemesi yapamamış olması davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.Bu itibarla, mahkemece, davanın yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.