Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16042 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3241 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 19/11/2013NUMARASI : 2011/840-2013/273Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/11/2013 tarih ve 2011/840-2013/273 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete taşıma hizmeti verdiğini, hizmet karşılığında takip tarihi itibariyle toplam 17.134,91 TL ( 10.991,67 USD karşılığı) miktarlı çeşitli faturalardan dolayı alacaklı olduğunu, davalının başlatılan takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek Bakırköy 10. İcra Müdürlüğü' nün 2011/8660 E sayılı takip dosyasına yönelik itirazının iptaline, asıl alacağın %40 'ından az olmamak üzeri icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin davacıya borçlu bulunmadığını, takibe konu faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davacının navlun faturasına konu taşımaları yaptığı, taşıma ücretine hak kazandığı, davalıdan takip tarihi itibariyle taşıma hizmeti nedeniyle 16.993,12 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Bakırköy 10. İcra Müdürlüğü'nün 2011/8660 E sayılı dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile takibin 16.993,12 TL asıl alacak üzerinden devamına hükmedilen asıl alacağa takdiren %40 (6.797,25 TL) oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, taşıma ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak bilirkişi raporuna göre takip konusu yapılan faturaların davalı defterlerinde kaydı olmadığı gibi faturaların davalıya tebliğ edildiğine dair tebliğ belgelerinin de davacı tarafça ibraz edilmediği, bilirkişi raporuna davacı defterleri ve ibraz edilen konişmentoların esas alındığı anlaşılmıştır. Bu konşimentolarda alıcının davalı şirket olarak görüldüğünden bahisle taşımanın gerçekleştiği kabul edilmiş ise de, dosya içindeki belgelerden taşınan eşyaların teslim edilip edilmediği hususu anlaşılamamaktadır. Sadece konişmento düzenlenmesi taşımanın yapıldığını göstermez. Bu nedenle, taşınan eşyaların teslim edildiğine dair belgelerin davacıdan istenerek bunların da incelenmesi ile taşımanın gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmadan sanki taşıma ilişkisi gerçekleşmiş gibi ücrete karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı veklinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.