Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1601 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 497 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/06/2011 tarih ve 2007/392-2011/430 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete %50 hisseli ortağı olduğunu, müvekkilinin şirketin faaliyete geçtiği 01.05.2006 tarihinden işten el çektirildiği 07.09.2007 tarihine kadar mesaisinin tamamını şirkete harcadığını ve bu çalışmasının karşılığının aylık en az 3.000 TL olduğunu ileri sürerek, söz konusu alacağa karşılık olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının noterden yaptığı sözleşme ile hissesini 06.06.2007 tarihinde devrettiğini, devir sözleşmesinin pay defterine de işlendiğini, ticaret siciline tescilinin zorunlu olmadığını, davacının şirketin ortağı olduğunu iddia etmesinin mümkün olmadığını, şirket çalışanı olmadığını, borçlarını müvekkiline ödetmeye çalıştığını, savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, her ne kadar davacı tarafından ortağı olduğu şirkette müdür olarak çalıştığından bahisle geçirmiş olduğu mesaisine karşılık alacak talep edilmiş ise de, TTK.'nun 520. maddesi gereğince limited şirketlerde pay devrinin pay defterine yazılması halinde pay devrinin şirket yönünden sonuç doğuracağı, her ne kadar davacı tarafından pay devredilmiş ise de, söz konusu devrin ortaklar pay listesine ve pay defterine işlenmediği, bu sebeple davacı ile dava dışı 3.şahıs arasında yapılan pay devrinin şirket aleyhine sonuç doğurmayacağı, hali hazırda işten el çektiği tarihe kadar davacının davalı şirket yönünden halen şirket ortağı olduğu, davacının şirket ortağı olarak yapmış olduğu fiili çalışma karşılığı ücret talep edemeyeceği, gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, limitet şirket ortağının şirkete hizmet ettiği işin karşılığının ödenmesi isteminden ibaret olup, mahkemece davacının ortak olduğundan bahisle dava reddedilmiştir. 6762 sayılı TTK.'nun 540. maddesinde aksi kararlaştırılmış olmadıkça ortaklar hep birlikte müdür sıfatı ile şirket işlerini idareye ve temsile mezun ve mecburdurlar. Dosyada mevcut ticaret sicil kaydına göre şirketi temsil ve ilzama dava dışı ortak Sedat Sarı' nın yetkili olduğu, şirket müdürünün de bu kişi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Anayasa hükümleri uyarınca angarya yasak olup, davacının varsa şirkete olan çalışmalarının tespiti ile emsal işlere göre alacağının hesaplanması gerekirken, ortak olduğundan bahisle davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün mümeyyiz davacı yararına bozulması gerekmiştir. 2- Davacı ...' nun daha sonra 03.02.2010 tarihli temlikname ile alacağını ...'e devrettiği halde karar başlığında bu hususun gösterilmemesi doğru olmamıştır.3- Bozma sebep ve şekline göre yargılama giderleri ile ilgili temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 3 numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin yargılama giderleri ile ilgili temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.