Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15996 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8981 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : BİTLİS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/02/2014NUMARASI : 2007/212-2014/45Taraflar arasında görülen davada Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/02/2014 tarih ve 2007/212-2014/45 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka şubesinde cari ve yatırım sahibi olduğunu, müvekkilinin bu hesabından bilgisi dışında para çekildiğini, hesabındaki paraların çekilmesine ilişkin tediye makbuzlarındaki imzaların müvekkile ait olmadığını, bankaca haksız çekilen paraların ödenmediğini ileri sürerek, şimdilik 10.978,00 TL alacağın paranın banka hesabından çekildiği tarihten itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 07/03/2000 tarihli..numaralı fiş sıra numaralı ve 10.03.2000 tarihli .. fiş sıra numaralı dekonttaki imzaların davacıya ait olmadığı, davacının hesabından para çekilmesi için kimseyi vekil tayin etmedi??i, dava konusu 10.978,00 TL'nin davacının bilgi ve rızası dışında hesabından çıktığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usııl ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Davacı taraf, davalı bankadaki hesabından bilgisi dışında usulüz olarak para çekildiğini, tediye makbuzlarındaki imzaların kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek havale talimatı olan iki adet dekont üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı alacağının nasıl hesaplandığı denetime uygun şekilde açıklanmamıştır. Ayrıca davacıya ait hesap 21.07.1997 tarihinde açılmış olup, dosyada sadece 01.01.2000-31.05.2000 tarihleri arasındaki hesap hareketlerine ilişkin belge bulunmaktadır. Dava konusu dekontlardaki havale yapılan miktarların da havale edilip edilmediği ve havale yapılan şahsın davacı ile ilgisi saptanmamıştır. Bu durum karşısında,öncelikle davacıya hangi tarihten itibaren yapılan işlemlerin usulsüz olduğuna dair açıklama yapması için süre verilmesi, davacıya ait hesabın açıldığı tarihten itibaren tüm hesap hareketlerinin davalı bankadan istenmesi, gerektiğinde banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle açıklanan hususlar çerçevesinde denetime uygun rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir,3-Kabule göre de, davacı dava dilekçesiyle talep ettiği alacağı için reeskont oranında faize hükmedilmesi talebinde bulunmuş olup, bu oran dava tarihi itibariyle avans faizinden daha düşük bir oranı ifade ettiğinden mahkemece talep aşılarak avans oranı üzerinden hesap edilmesine yol açacak biçimde "ticari faize" hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ'. Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, kararın davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.