MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 13/12/2011NUMARASI : 2009/773-2011/580Taraflar arasında görülen davada İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/12/2011 tarih ve 2009/773-2011/580 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin daha önceden İstanbul'da aktif olan davalı ile bayilik ilişkisinin bulunduğunu, davalının daha sonra İzmir'e faaliyetini taşıdığını 2009 yılı Temmuz ayı içerisinde müvekkilinin bayilik ilişkisini haklı nedenlerle sonlandırdığını, ancak davalının müvekkil şirketin bayisi olduğunu beyan ederek ve buna dair gerçeğe aykırı ticari evrak düzenleyip piyasada faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin satış ve pazarlama yetkilisi İ. G.'ın müvekkiline ait ticari unvan ve logoları içeren kartviziti kullanmak suretiyle faaliyette bulunduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin isim, marka ve itibarını kullanmak suretiyle kredi kartı bulunan kişilere finansman saylayabileceğini belirterek dolandırıcılık yaptıklarını ileri sürerek davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti ve men'i ile haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacı şirket ile 1.5.2008 tarihinde bir yıl süreli cep telefonu, bilgisayar kontür vs urünlerin satış ve pazarlamasına ilişkin bayilik sözmesi imzaladıklarını, daha sonra yoğun rekabet nedeniyle şirket merkezini İzmir'e taşıdıklarını, bu tarih sonrasında piyasa koşulları nedeniyle davacıdan ürün alışverişinin kesildiğini, ancak davacının bayilik sözleşmesini sonlandırdığını bu dava ile öğrendiklerini, 12.11.2009 tarihinden itibaren şirketin E. G. ve A. Ü.'e devredildiğini, dava dilekçesinde ismi geçen İ.G.'ın şirket ile ilişiğinin kesildiğini, hiç bir şekilde kartvizillerde davacılara ait isimlerin kullanılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dava dosyası içerisinde davacı şirketlerin marka ve ticaret unvanlarının davalı tarafından kullanıldığına dair bir delililin bulunmaması nedeniyle haksız rekabetten söz etmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.Dava; haksız rekabetin tespiti ve men'i istemine ilişkindir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davacı vekili; taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin sonlandırılmasına rağmen davalı şirketin müvekillerinin bayisi gibi davranmaya devam ettiğini, bu durumun haksız rekabete sebebiyet verdiğini ileri sürerek haksız rekabetin tespiti ve men'ini talep etmiş iddialarını ispat aracı olarak tarafların ticari defter ve belgelerine de dayanmıştır.Somut olayda ileri sürülen iddiaların davalının ticari defter ve belgeleriyle de ispatının mümkün olması karşısında mahkemece öncelikle, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin sona erme tarihi tespit edilerek bu tarih sonrasındaki davalı defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 20/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.