MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 32. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 26/09/2013NUMARASI : 2011/250-2013/215Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 32. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26.09.2013 tarih ve 2011/250-2013/215 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar K.. A.. ve B.. I.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı, davalı şirket ortağı olan diğer davalıların hisselerinin 19.06.2000 tarihinde kendisi tarafından hisse devir sözleşmesi ile satın aldığını, satın alınan bu hisselerin karar defteri ile pay defterine kayıt edilerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayınlanmasını talep etmesine rağmen bu hususun yerine getirilmediğini, davalı şirkette söz sahibi olamadığını, daha sonra şirket müdürü M.M. A. ile vekili S. Ş. A.'ın şirketi Er-Ba Tekstil Ltd. Şti'ye kiraya verdiklerini, davalı şirketin hisselerini satın almasına karşın tescil işlemlerinin yerine getirilmemesinden ötürü ortaklık sıfatının bulunmadığını, davalıların TTK'nın 520. maddesinin şartlarını yerine getirmediklerini ileri sürerek ortak olmadığının tespiti ile usulsüz yapılan tescilin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı B.. I.. ve K.. A.. vekili, müvekkillerinin davalı şirkette mevcut bulunan hisselerini davacı ile dava dışı K. B.’a satarak devir ettiklerini, dolayısıyla davalı şirket ile ilgilerinin kalmadığını, hisse devirlerinin davalı şirket kayıtlarına intikal ettirilerek davacının şirket ortağı konumuna geçtiğini, devir işleminin TTK'nın 520. maddesine uygun olduğunu, davacının iddiasının hiçbir hukuki yanının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı şirket cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı şirkete ait ortaklar pay defteri ibraz edilmediğinden davacının satın aldığı davalı şirkete ait hisselerin ortaklar pay defterine işlenip işlenmediğinin belirlenemediği, davacının, davalı şirkete ait ortaklık hissesini 19/06/2000 tarihinde satın almış olduğu halde davalı şirketin bu hisse devrini 01/10/2003 tarihinde tescil ettirdiğini, yapılan bu tescilin 3. şahıslara duyuru mahiyetinde bulunduğu, satın alınan hisse devrinin geçerlilik kazanabilmesi için bunun 6762 sayılı TTK'nın 520. maddesine göre ortaklar pay defterine kayıt edilmesinin gerektiği, bunun kanıtlanmamış olmasından ötürü davacının satın almış olduğu hisse devrinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile davacının davalı şirket ortaklık sıfatını almamış olduğunun, davacının satın almış olduğu hisse devrinin geçerli olmadığının tespiti ile usulsüz yapılan tescilin iptaline karar verilmiştir.Kararı, davalılar K.. A.. ve B.. I.. vekili temyiz etmiştir. Dava, limited şirket hisse devrinin gerçekleşmediği ve ortak olunmadığının tespitine ilişkin olup, davacı ile davalılar K.. A.. ve B.. I.. arasında 19/06/2000 tarihinde noterde limited şirket hisse devir sözleşmesi yapıldığı, hisse devrine yönelik ortaklar kurulu kararının 01/10/2003 tarihinde alındığı, hisse devrinin bilahare 06/10/2003 tarihinde ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiği hususları uyuşmazlık konusu değildir.Dava konusu somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6762 sayılı TTK'nın 520. maddesine göre, bir payın devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade eder. Devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması şarttır. Davalı şirkete başlangıçta davalı B.. I.. ve K.. A.. ortak iken, B.. I.. hisselerinin tamamını, K.. A.. ise bir kısmını davacıya devretmiş olup, her ikisi de 01/10/2003 tarihli ortaklar kurulu kararıyla devre onay vermişlerdir. Davacı tarafından, devrin ortaklar kurulu kararı alınmasından sonra pay defterine kayıt edilmediği ve bu nedenle geçersiz olduğu iddia edilmektedir. Ancak hisse devri ticaret siciline tescil edilmiş olup, ayrıca davacı devir tarihinden 2009 yılına kadar şirketin ortağı olmadığını da iddia etmemiştir. Davalılar ise davacının davalı şirketin büyük hissedarı olarak bulunduğunu ve 2009 yılında açılan davanın kötü niyetli olduğunu savunmuşlardır. Bu durumda mahkemece, davacının devir tarihinden sonra büyük hissedar olduğu, bu nedenle elinde bulunan pay defterini ibraz etmesi gerektiği, davalılarca da devrin pay defterine kayıt edilmediğinin savunulmadığı ve pay devrinin ilan edildiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle mümeyyiz davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalılar K.. A.. ve B.. I.. yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılar K.. A.. ve B.. I..'a iadesine, 20.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.