Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15914 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11824 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 27. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 13/02/2013NUMARASI : 2011/372-2013/23Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 27. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/02/2013 tarih ve 2011/372-2013/23 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10/10/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. H. İ. Ş. ile davalı vekili Av. B.E.C. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı tarafından makine kırılması sigorta poliçesi ile sigortalanan müvekkili şirkete ait kazık çakma makinesinin, 20.12.2010 tarihinde çalışır durumda iken hasara uğradığını, ihbarda bulunulmasına rağmen davalı şirketin, M. K. Sigortası Genel Şartları'nın 1. maddesini gerekçe göstererek hasarı ödemediğini, oysa hasarın poliçe teminatı kapsamında bulunduğunu ileri sürerek, şimdilik 350.000 TL'nin ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 11.01.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 402.875,08 TL'ye yükseltmiştir.Davalı vekili, sigortalı makinenin kurulum/montaj aşamasında hasar gördüğünü, genel şartların 1. maddesi uyarınca bu tür hasarların teminat dışı kaldığını, ayrıca eksik sigortanın bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu sigortalı makinenin çalışırken yere düşmesi suretiyle hasara uğradığı, gerçekleşen rizikonun poliçe teminatı içinde olduğu, eksik sigortanın bulunmadığı, davalının tespit edilen hasar miktarından sorumlu bulunduğu, eksper raporu ile zararın belirlendiği tarih olan 20.01.2011 tarihinde davalının temerrüde düştüğü, alacağın muaccel olduğu tarih gözetildiğinde ıslah edilen kısma yönelik zamanaşımı itirazının yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, 402.875,08 TL'nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, makine kırılması sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup davacı, davalı tarafça sigortalanan iş makinesinin hasara uğradığını ileri sürerek, hasar bedelinin tahsilini istemiş, davalı ise meydana gelen hasarın kurulum/montaj aşamasında meydana gelmesi nedeniyle makine kırılması sigorta poliçesi ile teminat altına alınan hasarlardan olmadığını savunmuş, mahkemece de yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, meydana gelen hasarın makine kırılması sigorta poliçesi ile teminat altına alınıp alınmadığı noktasında toplanmaktadır.M. K.Sigortası Genel Şartları'nın 1. maddesinde, sigortacının poliçede belirtilen makine ve tesislerin, deneme devresinden sonra normal çalışır halde iken ani ve beklenmedik her türlü sebepten kaynaklanan zararları temin ettiği düzenlenmiş olup M.S. Genel Şartları'nın 1. maddesinde ise bu sigorta ile sigorta konusu değerlerin, montaj sahasında bulunduğu sırada önceden bilinmeyen ve ani bir sebeple herhangi bir ziya ve hasara uğraması halinin teminat altına alındığı öngörülmüştür. Yine M. S. Genel Şartları'nın 15/1-3. maddesinden, yalnızca ilk kez montajı yapılacak makinelerin değil kullanılmış makinelerin de bu sigortaya konu olabileceği anlaşılmaktadır. O halde, bir makinenin kurulumu/montajı yapılıp çalışmaya başlamasından sonra makinede, ani ve beklenmedik sebeplerden doğan hasarlar makine kırılması sigorta poliçesi ile, henüz bu aşamaya gelmeden, diğer bir deyişle kurulum/montaj sırasında ani bir sebepten doğan hasarlar ise montaj sigorta poliçesi ile teminat altına alınmaktadır. Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, öncelikle hasarın hangi aşamada meydana geldiğinin tespiti gerekmektedir. Davacı şirket tarafından davalı sigortacıya gönderilen ihbar yazısında, sigortalı makinenin montaj esnasında hasara uğradığı, makinenin montajı tamamlanmış olsaydı diğer bir takım parçaların da takılarak test çalışmasının yapılacağı belirtilmiştir. Ayrıca, 11.01.2011 tarihli servis raporunda, sigortalı makinenin montajı yapılırken ana bomunun düşmesi sonucu hasarın meydana geldiği, şayet bu olay olmasaydı makine kazık çakma pozisyonuna getirildikten sonra çakış montaj ve boru montajlarının yapılarak montaj işlemlerinin tamamlanacağı ve deneme çalışmasına başlanacağı açıklanmıştır. Olay sonrasında düzenlenen ekspertiz raporunda da hasarın montaj aşamasında meydana geldiği teyit edilmiştir. Tüm bu raporlardan, davaya konu hasarın, sigortalı makinenin henüz montajı yapılırken meydana geldiği sonucuna varılmaktadır. O halde, montajı yapılırken ve henüz deneme aşaması geçilerek çalışır vaziyete getirilmemiş olan makinede doğan dava konusu hasar, M. K. Sigorta Poliçesi'nin 1. maddesi uyarınca taraflar arasında düzenlenen poliçe ile teminat altına alınmış bir hasar değildir. Her ne kadar hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında, sigortalı makinenin montajının tamamlandığı, ayrıca defalarca kurulduğu ve deneme devresinin tamamlandığı açıklanmış ise de yukarıda açıklanan ihbar yazısı ile teknik raporların içerikleri ve somut olayda olduğu gibi kullanılmış makinelerin de montaj sigortasına konu edilebilecekleri hususları gözetildiğinde bilirkişi kurulunca yapılan değerlendirmeler dosya kapsamı ile uyuşmamaktadır. Bu itibarla, mahkemece, dava konusu hasarın makine kırılması poliçesi kapsamında kalmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.