MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 20/02/2013NUMARASI : 2010/25-2013/93Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/02/2013 tarih ve 2010/25-2013/93 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı karşı davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10.10.2014 günü hazır bulunan davacı - karşı davalı T. B. Hiz. Ltd. Şti. vekili Av.U. K. ve davalı - karşı davacı şirket ortağı asil M.. B.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin üç ortağından biri olan davalının, müvekkili ile aynı alanda kendi adına açtığı internet sitesi aracılığıyla faaliyette bulunduğunu, Türkiye'de ve Avrupa'da üretilen ürünlerin serbest dolaşımı için ürünlerde bulunması gereken CE işaretinin ürünlere verilmesi faaliyetini yasaya ve dürüstlük kurallarına aykırı şekilde yürüttüğünü, gerçekte olmadığı düşünülen yabancı bir firma yaratarak kendi firmasını da bu firmanın Türkiye'deki temsilcisi gibi gösterdiğini, bu şekilde müvekkili şirkete karşı haksız rekabette bulunduğu gibi sadakat ve iyiniyet kurallarını da ihlal ettiğini ileri sürerek, davalının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davacı ile aynı alanda faaliyet göstermediğini, yurt dışında mevcut olan bir şirketin Türkiye temsilciliğini yaptığını, TTK'da ortaklar için rekabet yasağının düzenlenmediğini, şirket anasözleşmesinde de böyle bir yasak öngörülmediğini, davacının iddialarının doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiş, karşılık davada ise haksız bir şekilde şirketten çıkarılmak istenilmesi ve şirketin diğer ortaklarının kendisi hakkında gerçek dışı şikayetlerde bulunmaları karşısında, limited şirketin feshi koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, şirketin feshini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı-karşı davacının, ortağı olduğu şirket ile aynı konuda kendi adına faaliyetlerde bulunduğu, bu eylemlerin, limited şirketin kuruluşu ve devamı için gerekli güven ve işbirliği yükümlülüklerine aykırı olduğu, bu nedenle şirket ortaklığından çıkartılmak için haklı nedenlerin oluştuğu, karşı dava yönünden ise şirketin feshini gerektirir yasal koşulların bulunmadığı, ayrıca kusurlu görülen karşı davacının şirketin feshini talep edemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Asıl dava, davalının davacı limited şirketten haklı nedenlerle çıkarılması, karşı dava ise limited şirketin feshi istemlerine ilişkin olup yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, davalı-karşı davacının, ortağı olduğu şirket ile aynı konuda faaliyette bulunduğu, bu halin limited şirketin devamı için gerekli güven ve işbirliği yükümlülüklerine aykırı olduğu, şirketin feshini gerektirir yasal koşulların oluşmadığı, ayrıca kusurlu bulunan davalı-karşı davacı ortağın şirketin feshini isteyemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Ancak, zaman itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanması gerekli mülga 6762 sayılı TTK'nun 547. maddesinde, şirketle rekabet yasağı yalnızca müdür olan ortaklar için öngörülmüş olup bu yasağın müdür olmayan ortaklara teşmil edilebilmesi, anasözleşmeye konulacak hüküm ile mümkündür. Somut olayda, davalı-karşı davacı, davacı şirketin müdürü olmadığı gibi davacı şirketin anasözleşmesinde de, şirket ortakları için rekabet yasağının geçerli olduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu itibarla mahkemece, davalı-karşı davacının, davacı şirket ile aynı alanda faaliyet göstermesinin tek başına şirket ortaklığından çıkarılmak için haklı neden olarak kabul edilmesi doğru olmamış, asıl davaya yönelik hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.3- Öte yandan davalı-karşı davacı, karşı davada, şirketin diğer ortağı olan Y. V. tarafından kendisi hakkında özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından cumhuriyet savcılığına şikayette bulunulduğunu, yine diğer ortaklarca kendisi hakkında asılsız isnatlar yapıldığını, şirket içinde usulsüzlükler yapıldığını, şirket müdürünün rekabet yasağını ihlal ettiğini ve şirketin kar edemediğini ileri sürerek şirketin haklı nedenlerle feshini talep etmiş olmasına karşın, mahkemece bu hususlarda herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın karşı davanın reddine karar verilmiş olması da doğru görülmemiş, karşı davaya yönelik hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.4- Ayrıca, A. C. S. Limited Ankara Şubesi tarafından davalı yanında davaya feri müdahale talebinde bulunulmuş olmasına rağmen HMK'nun 67/2. maddesine aykırı olarak bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru olmamış, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.