Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1583 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11663 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 09/05/2013NUMARASI : 2012/510-2013/240Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/05/2013 tarih ve 2012/510-2013/240 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar, davalı bankada 16.11.2011 tarihinde 165.830 TL yatırarak ana para korumalı altın fonu aldıklarını, 05.12.2012 tarihinde fondan vazgeçerek hesaplarını vadeli hesapta değerlendirmek istediklerini, kendilerine % 1 kesinti yapılacağının belirtildiğini, buna rağmen sonradan hesaplarını incelediklerinde 7.982,71 TL kesinti yapıldığını öğrendiklerini, bankanın kendilerini fon alımı, satımı ve mevcut kesintilere ilişkin olarak bilgilendirmediğini ileri sürerek, 7.982,71 TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacıların fon alırken bilgilendirildiklerini, piyasa şartları gereğince zarar edilebileceğini, yapılan işlemlerin davacıların bilgisi dahilinde mevzuata uygun olarak yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, fon alım satım işlemlerinin bankacılık ve sermaye piyasası mevzuatı kurallarına uygun yapılmadığı, davacıların 7.982,91 TL zararlarının olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 7.982,71 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, yatırım fonu hesabından kaynaklanan istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece fon alım satım işlemlerinin bankacılık ve sermaye piyasası mevzuatı kurallarına uygun olarak yapılmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, üzerinde davacının da imzasının bulunduğu yatırım fonu talep formu isimli belgede, fon girişinin ara dönemde gerçekleşmesi nedeniyle vade sonunda ana para kaybı yaşanacağı hususunda bankaca bilgilendirme yapıldığı gibi, ayrıca fonun erken bozulması durumunda zarar edileceğinin davacı tarafça hayatın olağan koşulu uyarınca bilinmesi gerektiğinin kabulü gerekir. Bu itibarla, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar nazara alınarak davacıların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.