Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1568 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13622 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : YOZGAT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/05/2013NUMARASI : 2012/323-2013/363Taraflar arasında görülen davada Yozgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02.05.2013 tarih ve 2012/323-2013/363 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24.01.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. D. S. ile davalılar vekili Av. S.. Y.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalılara toplamda 1.000 DM karşılığı 946,60 TL ödeme yaptığını ancak kısa bir süre sonra ödediği parayı talep ettiğinde talebinin reddedildiğini, davalı tarafından yapılan işlemin yasalara aykırı olduğunu ileri sürerek, 946,60 TL'nin davalılara ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline ve müvekkili ile davalılar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının iddiasının değerlendirilebilmesi için bilirkişi incelemesinin zorunlu olduğu, verilen kesin süre içerisinde davacı tarafça bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, bu haliyle davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemlerine ilişkin olup yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, davacının verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırmadığı, bu haliyle davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için, taraflarca veya mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken bir kısmının belirlenmesi ise hakime bırakılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nın 163. (HMK 94. md.) maddesine göre hakimin belirlediği süreler kural olarak kesin değildir. Ancak, hakim kendi belirlediği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. Kesin süre verilmesinin temel amacı, tarafların davayı uzatıcı ve hükmü geciktirici tutum ve davranışlarını önlemektir. Hak kaybına yol açmak gibi ağır hukuki sonuçlar doğuran kesin süre kurumunun hakim tarafından dikkatli, duyarlı bir şekilde kullanılması gereklidir. Burada tarafların yargılamadaki tutumları, süreye konu işlemin özelliği önem kazanır. (HGK'nın 28.04.2010 gün, 2010/2-221/241 E.K.)Somut olayda; mahkemece, 17.01.2013 tarihli oturumda, davacı tarafın bilirkişi ücretini üç haftalık kesin sürede yatırmasına karar verilerek duruşma 02.05.2013 gününe ertelenmiş, davacı taraf kesin süreden sonra fakat sonraki duruşma tarihinden önce 13.02.2013 tarihinde bilirkişi ücretini yatırmıştır. Bu durumda, bilirkişi ücretinin kesin süreden sonra yatırılmasının yargılamayı uzatmadığı kesin mehlin amacının gerçekleştiği apaçık ortada olduğundan mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.