MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/06/2014 tarih ve 2006/202-2014/721 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin 17/07/1996 tarihinde davalı bankaya üç parça halinde toplamda 18.002 Alman Markı yatırdığını, kendisine verilen .... numaralı hesap cüzdanında müvekkilinin ..... mudi numarası ile 18.002 Alman Markı yatırdığının belli olduğunu, ayrıca müvekkiline bu paranın alındığına dair para yatırma dekontu imzalatıldığını, müvekkilinin bankaya vadenin sürekli yenilenmesi talimatı vererek yurtdışına çıktığını, 20/06/2006 tarihinde bankaya gittiğinde kendisine bankada bir hesabının bulunmadığı, hesap cüzdanının sahte olduğu bilgisinin verildiğini ve parasını alamadığını ileri sürerek, 18.002 Alman Markı karşılığı dava tarihi itibariyle 18.000 TL'nin 17/07/1996 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının 18.002 DM olduğunu iddia etti??i mevduatın gerçekte ilk kez 14.07.1995 tarihinde 3100570/5 nolu vadesiz hesaba yatırdığı 5.260 DM ile yine aynı tarihte 3500963/2 nolu vadeli hesaba yatırdığı 11.260 DM toplamından oluşan 16.520 DM olduğu, davacının bilgisi ve rızası dışında vadeli mevduatından bu paraların çekilmiş olduğu, daha sonra davacının bankaya başvurduğu 17.07.1996 tarihinde de usulsüzlük olaylarının gizlenmesi amacıyla kendisine sahte bir cüzdan düzenlenerek verildiği, bu hali ile davacının söz konusu mevduatlarından 11.260 DM'ye 17.07.1995 vade başlangıcından itibaren 17.07.1996 vade sonuna kadar işlem dekontunda belirtilen %6,5 faiz oranı üzerinden işlemiş faiz olan 731,90 DM eklenerek, davacıya sahte hesap cüzdanının verildiği 17/07/1996 tarihi itibarı ile davacının olması gereken mevduat tutarının toplam 17.251,90 DM olduğu, bu tutarın da dava tarihi itibarı ile TCMB döviz alış kuru üzerinden TL olarak karşılığının 17.679,44 TL olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 17.679,44 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmiştir.Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davacı dava dilekçesinde, iddia ettiği asıl alacağa 17.07.1996 tarihinden itibaren faiz talebinde bulunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 17.07.1995- 17.07.1996 dönemi için akdi faiz hesaplaması yapılmış, bu faiz ana paraya eklenerek 17.07.1996 tarihinden itibaren de faize hükmedilmiş ise de, davacının davalı bankaya 16.520 DM yatırdığı, 17.07.1996 tarihinden itibaren faiz uygulanmasını istediği dikkate alınarak, 17.07.1996 tarihinden davalı bankadan mevduatın talep edildiği tarihe kadar davacı mevduatına uygulanan akdi faiz ile davalı bankanın temerrüde düştüğü tarihten itibaren akdi faizli mevduat hesap miktarına uygulanan temerrüt faizi toplamı bulunarak davacının talebi uyarınca bu miktarın dava tarihindeki TL karşılığına talep edilen miktarla bağlı kalınarak ve dava tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün temyiz eden taraflar yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 09/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.