MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.11.2011 tarih ve 2011/379-2011/61 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında imzalanan sözleşmeyle, müvekkilinin davalıya ait binaların temizlik ve ilaçlama işlerini üstlendiğini, ancak davalı tarafından haksız olarak müvekkilinin hak edişinden kesinti yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000.00 TL alacağın kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah ile talebini 152.694,99 TL’ye yükseltmiştir.Davalı vekili, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 81/ı maddesine göre, davacı işçilerinin malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarın Hazinece karşılandığı belirlendiğinden, işbu kesintinin hukuken zorunlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacının 5510 sayılı kanuna göre beş puanlık indirimi uygulayarak sigorta primlerini tahakkuk ettirip ödediği halde davalı idarece, davacının söz konusu prim indirimlerini, hak edişlerinden kestiğini, oysa davacının Hazinece sağlanan indirimleri davalıdan almadığı, yapılan bu işlemin, sigorta ödemelerinde devletin sağladığı direkt bir katkı olduğu, Hazinenin yaptığı ödemelerin tekrar yükleniciden kesilmemesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 162.694,99 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmişlerdir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 81/ı maddesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının aldığı hak edişler için davalıyı temerrüde düşürmediği gerekçesiyle, davacının alacağına dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir. Ancak, davacı vekili dava dilekçesinde haksız kesinti tarihlerinden itibaren avans faizine hükmedilmesini talep etmiştir. Davacının alacak talebinin temeli, davalının haksız kesinti eylemi olduğundan, davalının temerrüdü için ihtar gerekmez. Bu nedenle mahkemece davacı alacağına belirlenecek haksız kesinti tarihlerinden itibaren avans faize hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu sebeple davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.449,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.