MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.04.2011 tarih ve 2008/105-2011/128 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkiline ait işyerinin davalı nezdinde işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, meydana gelen hırsızlık olayı sonucu toplam 14.010,00 TL’lik halı ve kilim çalındığını, sigorta şirketi ile müvekkili arasında zarar miktarı konusunda uyuşmazlık çıktığını, sigorta şirketince hiçbir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, anılan meblağın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, zarar miktarının dava dilekçesinde iddia edilen miktarda olamayacağını, davacı temsilcisinin olay yeri inceleme ve tespit tutanağında 20 adet halı ve 30 adet kilim çalındığını ifade ettiğini, eksperin de bu rakama göre 6.284,45 TL hesaplama yaptığını, bu miktar üzerinden makbuz ve ibraname düzenlenip davacıya bildirilmesine rağmen ibranamenin davacı tarafça kabul edilmediğini, davacının dava dilekçesindeki talebinin kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, olaydan sonra kollukça düzenlenen olay yeri araştırma ve inceleme formunda yaklaşık 30 adet kilim ve 20 adet halının çalındığı, gerçek rakamların sayım yapıldıktan sonra belli olacağının bildirildiği, daha sonra davacı tarafça yapılan sayım sonrasında 13 adet halı ve 79 adet kilimin çalındığının beyan edildiği, davalı ... şirketince 13 adet el halısı ve 30 adet kilim değerlendirmeye alınarak ödeme yapılması teklif edildiği, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacının iddia ettiği miktarda halı ve kilimin çalındığı hususunun defter ve belgelerine göre tespit edilemediği, hırsızlık rizikosunun gerçekleşmesi halinde sigorta ettirenin zarar miktarını ispat etmesi gerektiği, ticari defterler, fatura, irsaliye gibi belgelerle bu yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektiği, somut olayda davacı tarafça iddia edilen miktarda halı ve kilim çalındığı kanıtlanamadığından davalının kabul ettiği miktarda halı ve kilim çalındığının sabit olduğu, fazladan çalındığı kanıtlanamayan halı ve kilimlerle ilgili açılmış bulunan davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.Dava, işyeri sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf dava dilekçesinde, işyerindeki halı ve kilimlerin çalınması nedeniyle 14.010,00 TL tazminat talep etmiştir. Davalı ... şirketi davacının ihbarı üzerine eksper görevlendirerek yapılan ekspertiz sonunda 6.284,45 TL ödemeyi teklif etmiştir. Fakat davacının kabul etmemesi üzerine herhangi bir ödemede bulunmamıştır. Mahkemece, davacı tarafça iddia edilen miktarda halı ve kilim çalındığının kanıtlanamadığı, davalının kabul ettiği miktarda halı ve kilim çalındığının sabit olduğu, fazladan çalındığı kanıtlanamayan halı ve kilimlerle ilgili açılmış bulunan davanın reddi gerektiği kanaatiyle davanın reddine karar verilmiş ise de Dairemizin yerleşmiş içtihatları uyarınca (11.Hukuk Dairesi, 08.02.2007 tarih, 2005/11138 E. ve 2007/1477 K. sayılı ilamı) “rizikonun gerçekleştiği tarihten bir gün önceki kapanış anı itibariyle sigortalı işyerine giren ve satılan emtianın ticari defterler ile giriş-çıkış işlemlerine ait fatura, irsaliye gibi belgelerle saptanması, riziko sonrası yapılan sayım sonucu işyerinde bulunan emtianın değerinin indirilmesinden sonra ortaya çıkacak malların anılan gündeki piyasa alım değerinin belirlenmesi” suretiyle gerçek zararın tespit edilmesi gerekir. Mahkemece, Dairemizin yerleşik tazminat hesabı ilkesi gerekleri tam olarak yerine getirilmeden yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ayrıca davalının herhangi bir ödemesi olmadığı için davalının ödemeyi teklif ettiği 6.284,45 TL’de dava değeri kapsamındadır. Davalı ... şirketi hasar ihbarından sonra ekspertiz raporunda belirlenen 6.284,45 TL’yi davacıya ödemeyi teklif etmiş ancak davacının kabul etmemesi üzerine herhangi bir ödemede bulunmamıştır. Anılan miktarın davalı ... şirketi yönünden ikrar niteliğinde olup olmadığı değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.