Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1540 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11016 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANTALYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/09/2012NUMARASI : 2011/1541-2012/1525Taraflar arasında görülen davada Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/09/2012 tarih ve 2011/1541-2012/1525 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin bilgisi dışında davalı bankanın Antalya Şubesi nezdindeki hesaplarından 3.000 TL’nin internet bankacılığı yoluyla başka bir hesaba EFT edildiğini, meydana gelen zarar sebebiyle davalının objektif özen yükümünün olduğunu ileri sürerek, 3.075 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, Dairemizin 10/05/2011 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda, davacı vekiline 12/06/2012 tarihinde yargılamanın devamı için gider avansı yatırmak üzere kesin süre verildiği, davacı vekilinin bu süreye uymadığı gerekçesiyle, HMK’nın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Davacı vekili müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesabındaki paralarının müvekkilinin izni ve bilgisi dışında internet bankacılığı yoluyla başka hesaplara aktarılarak çekildiğini, yapılan işlem sebebiyle davalı bankanın kusurlu ve sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı tarafa verilen kesin süre içerisinde gider avansı yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Gider avansına ilişkin düzenleme HMK’nın 120/2 maddesinde düzenlenmiş olup bu kapsamda dava dosyası içerisinde yeterli gider avansının bulunmadığının tespit edilmesi halinde taraflara iki haftalık süre içersinde gider avansının tamamlanması konusunda kesin süre verileceği de hususu belirlenmiştir. Buna karşın dosya içeriği incelendiğinde davacı vekiline 12.06.2012 tarihli celsede gider avansı yatırması için bir haftalık kesin süre verildiği anlaşılmaktadır. Buna karşın davacı tarafa verilen süre, yasanın açık düzenlemesine aykırılık teşkil etmekte olup, usulüne uygun şekilde verilmiş olan bir süreden söz edilmesi mümkün değildir. Bu durumda davacı tarafa usulüne uygun şekilde süre verilmediği ve bu arada davacı vekili tarafından gider avansının mahkeme veznesine yatırıldığı göz önüne alınarak, işin esasına girilerek sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.