Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15393 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13715 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/09/2013NUMARASI : 2009/869-2013/555Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/09/2013 tarih ve 2009/869-2013/555 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalıya verilen taşıma hizmetleri karşılığında her biri 649 TL bedelli toplam 7 fatura kesildiğini ve davalıya gönderildiğini, KDV'si müvekkili tarafından ödenen faturaların davalı şirketin ticari defter kayıtlarında da mevcut olduğunu, fakat davalı tarafın usulüne uygun olarak teslim aldığı faturaların ödemesini yapmadığını, bu duruma binaen davalı şirket hakkında icra takibine geçildiğini, ancak davalı şirketin takibe konu borcun tamamına ve faizine itiraz ettiğini, oysa itirazın haksız ve müvekkilinin alacağını geciktirmeye yönelik olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibinin devamına ve alacağın %40'ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap vermemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının ticari defterinde davalı adına düzenlenen fatura toplamının 4.543 TL olduğu, davalının 2008 yılı mal ve hizmet alışlarına ilişkin yaptığı bildirimlerin tetkikinden davacıdan 9.450 TL mal veya hizmet aldığının tespit edildiği, bu iki husus birlikte değerlendirildiğinde de davacı şirketin davalıdan alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, takibin 4.543 TL üzerinden devamına karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının iptaline karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmemiştir.Belirli veya belirlenebilir olan alacağın likit kabul edilmesi gerekir. Davaya konu alacağın da faturaya dayalı ve sözleşmeden kaynaklanması nedeniyle belirlenebilir bir alacak olması karşısında, likit olarak kabul edilerek, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, bu istemin reddi doğru bulunmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.