Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15378 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6842 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/10/2013NUMARASI : 2012/483-2013/908Taraflar arasında görülen davada Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/10/2013 tarih ve 2012/483-2013/908 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirkete emtia nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı kabartma baskı makinesinin borçlu şirket sorumluğunda İtalya'dan İstanbul'a nakliyesi sırasında hasarlandığı, hasar miktarı olan 8.759,70 TL'nın müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, yapılan bu ödemeye ilişkin ihbar mektubunun 29/12/2010 tarihinde davalıya tebliğ olunduğu ancak davalının herhangi bir ödemede bulunmadığı gibi başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, CMR 30. maddesine göre süresinde bildirimde bulunulmadığından alıcının malı mektubuna uygun bir şekilde teslim aldığının kabul edileceğini, taşıma belgelerine göre malların antrepoya hasarsız olarak teslim edildiğini ve müvekkili şirketin sorumluğunun sonlandığını, davacı şirketin alıcı ile yaptığı poliçede, hasardan sorumlu kişilerin hasar tutanağına imzalarının alınmaması durumunda davacı şirketçe tazminat taleplerinin kabul edilmeyeceğinin yazılı olmasına rağmen hasar tutanaklarında müvekkili şirket adına hiç kimsenin imzası bulunmadığı halde sigorta şirketinin tazminat ödemesinin hukuka aykırı olduğunu, bir an için hasarın taşıma sırasında oluştuğu kabul edilse bile, hasarın yetersiz ambalajlamadan meydana geldiğini, CMR 17/4, 18/2, 9/2 ve 10/2. maddelerine göre müvekkilinin sorumlu olmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taşımaya konu sigortalı baskı makinesinde iki aşamalı hasar bulunduğu, icra takibine konu olan soğutucu işlem borularındaki hasarın yükleme, aktarma veya boşaltma esnasında darbe sonucu oluştuğu, icra takibine dayanak yapılan alacağın da bu ikinci hasara ait olduğunun bilirkişi raporu ile saptandığı ve talep edilebilecek hasar bedelinin 8.666,42 TL olarak belirlendiği, hasar tarihinin 12/5/2010 icra takibinin ise 21/4/2011 tarihi olduğundan CMR 32. maddeye göre zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 8.666,42 TL asıl alacak için itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, taşıma sonucu oluşan hasarın taşıyıcıdan rücuen tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup davalı, diğer savunmalarının yanı sıra kendisine usulüne uygun ihbarda bulunulmadığını ve bu nedenle de davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Hasara uğrayan makine İtalya'dan İstanbul'a davalı tarafından nakledilmiş olup bu durumda taraflar arasındaki ihtilafa CMR Konvansiyonu (Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. CMR Konvansiyonu 30. maddesi hükmüne göre, alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (Pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde aldığına kanıt oluşturur. Bu maddeye göre, süresinde ihbarda bulunulmadığı takdirde alıcının malı sağlam tesellüm ettiği yönünde karine oluşmakta olup alıcı karinenin aksini ispatlamak suretiyle hasarını talep edebilir. Somut uyuşmazlıkta taşıyıcı ile alıcı arasında malın taşınma esnasında hasarlandığına dair bir tutanak tutulmadığı ve alıcının 7 gün içinde malın hasarlı olduğuna dair ihbarda da bulunmadığı hususu uyuşmazlık dışıdır. Mahkemece, bilirkişi raporu alınmış ise de, bilirkişi de, hasarla ilgili tutanak tutulmadığından, hasarın hangi aşamada meydana geldiği hususunda bir kanaat oluşmadığını, darbeye bağlı hasarın fabrikada tahliye sırasında olması durumunda bu işlemi yapan elemanlarca fark edileceği ve taşıyan araç sürücülerinin tahliye mahallinden ayrılmadan tutanak düzenlemiş olacağı düşünülerek, hasarın İtalya'dan İstanbul'a makinenin taşınması sırasında oluştuğu sonucuna varıldığını belirtmek suretiyle kesin bir kanaate ulaşamadığını bildirmiştir. Bu durumda mahkemece CMR Konvansiyonu 30. madde hükmü gereğince taşıyıcı lehine oluşan karinenin aksinin ispatlanıp ispatlanmadığı yönünde bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın varsayıma dayalı bilirkişi raporuna dayanılarak karar tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.