Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15317 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9619 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 26/02/2013NUMARASI : 2012/176-2013/34Taraflar arasında görülen davada İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/02/2013 tarih ve 2012/176-2013/34 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 03.10.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. D. Y.ile davalı şirket yetkilisi N. A.ve davalı Şirket vekili Av. F.. C.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin 1979 yılında kurulduğunu ve 100 yıllık bir ticari geçmişi olan A. Holding AŞ'nin kırkı aşkın şirketinden biri olduğunu, “A.” ibaresinin aynı zamanda müvekkili şirket adına tanınmış marka olarak tescilli bulunduğunu, buna rağmen davalının aynı ibareyi ticaret unvanında kullandığını, davalının bu eyleminin haksız rekabet ve ticaret unvanına tecavüz teşkil ettiğini, ihtara rağmen davalının kullanımına son vermediğini ileri sürerek, davalının haksız rekabetinin menine, “A.” ibaresinin davalının unvanından terkinine, 20.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin unvanını tescil ettirdikten 9 yıl sonra dava açılmasının MK'nun 2. maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinin söz konusu ibareyi, davacının unvanında kullanıldığı biçimden farklılaştırarak kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin unvanında yer alan "A." ibaresinin, üçüncü kişiler nezdinde davalı şirketin de "A." şirketler topluluğuna dahil olduğu izlenimini uyandıracağı ve bu durumun haksız rekabet teşkil ettiği, taraf şirketlerin faaliyetlerinin tamamen farklı oldukları gözetildiğinde, davalı şirketin unvanının tescilinden uzunca bir süre sonra bu davanın açılmış olmasının MK'nun 2. maddesi çerçevesinde hak kaybına yol açmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının haksız rekabetinin önlenmesine, ticaret unvanında yer alan "A." ibaresinin sicilden terkinine, 2500 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, haksız rekabetin meni, ticaret unvanında yer alan "A." ibaresinin ticaret sicilinden terkini ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, davalının unvanında yer alan “A.” ibaresi nedeniyle davalının davacı şirketler topluluğuna dahil bir şirket olduğu intibaını oluşturabileceği ve bu durumun haksız rekabet teşkil ettiği, taraf şirketlerin faaliyet alanlarının farklı olması nedeniyle tescilden uzunca bir süre sonra dava açılmasının MK'nun 2. maddesine aykırılık oluşturmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalının ticaret unvanı 31.01.2003 tarihinde tescil edilmiş olup işbu dava ise yaklaşık 9 yıl sonra 06.07.2012 tarihinde açılmıştır. Davacının ilan nedeniyle bilmek durumunda olduğu bu hususa karşı tescil tarihinden itibaren dava tarihine kadar geçen uzunca bir süre sessiz kalması nedeniyle işbu davanın açılmasının MK'nın 2. maddesine aykırılık oluşturduğunun kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer omadığına, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.