MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİKADIKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ)TARİHİ : 31/01/2012NUMARASI : 2008/374-2012/64Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret ( Kadıköy 3. Asliye Ticaret) Mahkemesi’nce verilen 31/01/2012 tarih ve 2008/374-2012/64 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.01.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. M. S. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketteki toplam 23.208 adet hissesini dava dışı M. G.'ye 07.11.1996 tarihli sözleşme ile devrettiğini, ancak sözleşmede öngörülen şart ve yükümlülükler yerine getirilmediğinden sözleşmenin geçersiz olduğunu, müvekkilince M. G., bu kişinin hisseleri devrettiği M.Sait Ö. ve davalı şirkete karşı açılan davada Kadıköy 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1998/1332 Esas ve 2004/1110 K. sayılı ilamında müvekkili ile dava dışı M. G. arasındaki sözleşmenin hükümsüz olduğu ve baştan beri hüküm ifade etmeyeceğinin tespitine, M. G. tarafından M.S. Ö.'e yapılan devrin iptaline karar verildiğini, bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, 1997 yılındaki sermaye artırımına müvekkilinin katıldığını, 1999 yılındaki sermaye artırımına paydaş göründüğü için M.S. Ö.’in katıldığını, sonraki artırımlara bu kişinin katılmadığını, müvekkilinin de ortak olarak görünmediği için katılamadığını, hisse devrinin yapıldığı tarihte devredilen hisse miktarına sermaye artırımından sonra tekabül eden pay oranının müvekkili adına tescili gerektiğini ileri sürerek, davalı şirkete ait A tipi kurucu hisselerden 40 adedinin, B tipi hamili hisselerden 9.6312,39 adedinin, C tipi hamiline hisselerden 1.380 adedinin ve D tipi hamiline hisselerden 49.795 adet hissenin müvekkiline ait olduğunun tespitine ve müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sermaye artırımlarına iştirak etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının maliki bulunduğu hisselerin geçersiz sayılan hisse devir sözleşmesiyle dava dışı M. G.’ye geçmesi nedeniyle bu süreçte yapılan sermaye artırımlarına davacının katılmamasından dolayı davacının başlangıçta sahip olduğu esas sermaye içindeki paylarının oranının düştüğü sabit ise de ancak bu durumun nedeninin davacı ile dava dışı M. G. arasında yapılan ve şarta bağlı hisse devir sözleşmesinde öngörülen şartın gerçekleşmemesi sonunda sözleşmenin geçersiz hale gelmesi olduğu, işbu davada davalı taraf şirket tüzel kişiliği olup, davanın konusunun geçersiz sözleşmeye dayanılarak yapılan pay defterindeki kaydın terkini, asıl hak sahibi olan davacı adına tescili istemi olup hisse devir sözleşmesinin geçersiz hale gelmesinden ve iptalinden doğan zararların tazmininin davalı şirketten istenemeyeceği, zararın aynen tazmini anlamına gelebilecek sermaye artırımlarında oluşan yeni hisselerin davacı adına tescilinin de davalı şirketten talep edilemeyeceği, zarar nedeninin geçersiz olan hisse devir sözleşmesi olup davalı şirketin sorumlu görülemeyeceği gerekçesiyle davalı şirket pay defterinde kaydın düzeltilerek M. S. Ö. adına kayıtlı olan A tipi 40, B tipi 7271, C tipi 1535 ve D tipi 14362 adet şirket hissesinin davacı adına tesciline karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacıya ait iken geçersizliği mahkeme ilamı ile kesinleşen hisse devir sözleşmesi ile dava dışı M. G.’ye, ondan da dava dışı M. S. Ö.’e devredilen hisselerin davacının katılamadığı sermaye artırımları da dikkate alınmak suretiyle esas sermaye içindeki payı karşılığının tespiti ve davacı adına tescili istemine ilişkindir. Davacı, davalı şirkette sahip olduğu A tipi 40 adet kurucu hisse, B tipi 7271 adet hamiline hisse, C tipi 1535 adet hamiline hisse ve D tipi 14362 adet hamiline hisse olmak üzere toplamda ... adet hissesini 07.11.1996 tarihli sözleşme ile dava dışı M. G.’ye şartlı olarak devretmiştir. Bu süreçte M. G. de devraldığı hisseleri dava dışı M. S. Ö.’e devretmiştir. Davacı ile akidi M. G. arasında imzalanan sözleşmedeki şartın gerçekleşmemesi üzerine davacı, M. G., M.S. Ö. ve davalı şirkete karşı dava açmış ve Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1998/1332 E. 2004/1110 K. sayılı ilamı ile söz konusu sözleşmenin baştan itibaren hükümsüz olduğunun tespitine, M. G. tarafından M.S. Ö.’e yapılan pay devrinin de iptaline karar verilmiş olup, anılan karar Dairemizin 14.12.2006 tarih ve 2005/9296 E. 2006/13355 K. sayılı ilamı ile onanmıştır. Mahkemece, davacının bu süreçte sermaye artırımlarına katılamaması nedeniyle başlangıçta sahip olduğu esas sermaye içindeki paylarının oranının düştüğü kabul edilmiş ise de bunun sebebinin hisse devir sözleşmenin geçersiz hale gelmesi olduğu belirtilerek, işbu davanın tescil istemi ile davalı şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi nedeniyle hisse devir sözleşmesinin geçersiz hale gelmesinden ve iptalinden doğan zararın tazmininin davalı şirketten istenemeyeceği gerekçesiyle davalı şirket pay defterinde kaydın düzeltilerek M. S. Ö. adına kayıtlı olan A tipi 40, B tipi 7271, C tipi 1535 ve D tipi 14362 adet şirket hissesinin davacı adına tesciline karar verilmiştir. Ancak, davacı vekili katılım makbuzları ve iştirak taahhütnamesi fotokopisi de ibraz etmek suretiyle müvekkilinin 1997 yılında gerçekleştirilen sermaye artırımına katıldığını, mahkemenin bu katılımı hiç dikkate almadığını, 1999 yılında yapılan sermaye artırımına ise M. S. Ö. ortak olarak göründüğü için onun katıldığını, daha sonra yapılan sermaye artırımına ise M.S. Ö.’in iştirak etmediğini müvekkilinin esas sermaye karşısındaki payının %21,22’den %0,13’e düştüğünü ileri sürmüştür. TTK’nun 394.maddesinde, pay sahiplerinden her birinin yeni payların “şirket sermayesindeki payı ile münasip miktarını” alabileceği belirtilmektedir. Buna göre sermayenin arttırılması halinde her ortağın sermayenin artırılmasına katılma hakkı yasa ile tanınan bir ortaklık hakkı olması nedeniyle sermayenin artırılmasına ilişkin olarak alınan kararda ortakların bu haklarını kullanabilme olanağının onlara sağlanması gerekmektedir. Yeni pay alma hakkı ihlal edilen kişiler paylarının ve pay senetlerinin başkalarının mülkiyetine geçmesini önlemek için ortaklığa karşı mahkemeden tedbir isteminde bulunabilecekleri gibi yeni payların ve pay senetlerinin kendilerine verilmesini de genel hükümlere göre dava edebilirler. Yeni pay alma hakkı ihlal edilerek alması gereken yeni paylar ve pay senetleri başkalarına verilen hak sahipleri açacakları istihkak davasını herhalde payları ve pay senetlerini elinde bulunduran kimselere de yöneltmelidirler (Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu, Anonim Ortaklılarda Esas Sermaye Artırımı,2. Baskı, syf.178,179). Bu itibarla somut olayda pay devir sözleşmesi mahkeme ilamı ile geçersiz sayıldığına göre mahkemece, sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararları, iştirak taahhütnameleri, sermaye artırımları sonucu oluşan yeni pay durumlarını gösterir ticaret sicil kayıtları ve diğer ilgili şirket defter ve belgeleri ibraz ettirilmek suretiyle davacının iddiası doğrultusunda sermaye artırım kararı sonucunda alması gereken yeni payların kime gittiği belirlenip, bu kişilere de husumet yöneltilmesi sağlandıktan sonra gerektiğinde yeni bir bilirkişi raporu da alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.