MAHKEMESİ : SAKARYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/04/2012NUMARASI : 2011/440-2012/183Taraflar arasında görülen davada Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19.04.2012 tarih ve 2011/440-2012/183 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.01.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. O. B. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin 29.09.2009 tarihinde kurulduğunu, davalının da anasözleşme ile atanan müdür olduğunu, davalının daha sonra hisselerini devrederek şirketten ayrıldığını, davalının müdür olarak görev yaptığı dönemde dava dışı N. A.’in Ferizli Noterliği’nin 02.10.2010 tarihli vekaletname ile müteahhitliğini yaptığı taşınmazların satış bedellerinin tahsilatını yapma konusunda müvekkile verdiği yetki çerçevesinde şirkete ait Kuveyt Türk Katılım Bankası’nda bulunan ... ve Türkiye Vakıflar Bankası’nda bulunan ... nolu hesaplarında toplanan 1.149.750 TL’nin şirket defterlerine yansıtılmayıp davalının uhdesinde kaldığını ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, şirket hisselerinin tamamının bir protokol çerçevesinde dava dışı T. A. ile E. Y.'a devredildiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen bütün hususların devir sözleşmesi ile bertaraf edildiğini, şirket yöneticilerinin müvekkiline borçlandıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin 29/09/2009 tarihinde N.. G.., M. Z. T. ve T. A. tarafından kurulduğu, hisselerin tamamının 13/08/2010 tarihinde T. A. ve E. Y.'a devredildiği, her iki dönemde de davacı şirketin ticari defterlerinde banka hesaplarının sadece açılış ve kapanış kayıtlarının yer aldığı, hiç bir ödeme ya da tahsilatın banka hesapları üzerinden yapılmadığı, nakit ödemeler için sürekli olarak ortaklar cari hesabına ortaklardan nakit borç girişi yapıldığı, hiç gelir beyanı yapılmadığı, finansmanın tamamen ortaklardan alınan borçlar ile sağlandığı, şirketin devredildiği tarih itibariyle davalı N.. G..'nun şirketten 86.395,00 TL alacaklı olduğu, bu alacağı da şirketin yeni ortaklarına devretmiş bulunduğu, davacı şirketin davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, limited şirket müdürü olarak görev yapan davalının davacı şirkete verdiği iddia olunan zararların tazmini istemine ilişkindir.Davacı şirket vekili, davalının müdür olarak görev yaptığı dönemde dava dışı N. A.’in Ferizli Noterliği’nin 02.10.2010 tarihli vekaletnamesi ile müteahhitliğini yaptığı taşınmazların satış bedellerinin tahsilatını yapma konusunda davacı şirkete verdiği yetki çerçevesinde şirkete ait Kuveyt Türk Katılım Bankası’nda bulunan ... ve Türkiye Vakıflar Bankası’nda bulunan ... nolu hesaplarında toplanan 1.149.750 TL’nin şirket defterlerine yansıtılmayıp davalının uhdesinde kaldığını ileri sürerek işbu davayı açmıştır. Mahkemece, söz konusu banka ekstreleri dosya arasına getirtilip şirket defterleri ile karşılaştırma yapılarak davacının zararının bulunup bulunmadığı konusunda rapor alınmıştır. Mahkemenin hükme esas aldığı 18.01.2012 tarihli raporda; “davacı şirketin ticari defterlerinde banka hesaplarının sadece açılış ve kapanış kayıtlarının yer aldığı, hiç bir ödeme ya da tahsilatın banka hesapları üzerinden yapılmadığı, nakit ödemeler için sürekli olarak ortaklar cari hesabına ortaklardan nakit borç girişi yapıldığı, hiç gelir beyanı yapılmadığı, finansmanın tamamen ortaklardan alınan borçlar ile sağlandığı, davacı şirketin ticari defterlerinde toplandığı söylenilen paranın kayıtlarının görünmediği, banka hesap özetlerinde de davalının müdürlükten ayrıldığı dönem itibariyle bankadan kendi adına çektiği para görünmediği” bildirilmiş ise de davacı vekili 08.02.2012 tarihli dilekçesi ile “söz konusu tarihlerde şirket hesabından para çekmeye yetkili tek kişinin davalı olduğunu, yine şirket hesaplarının da davalı tarafından düzenlendiğini, şirket ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmasının davalının sorumluluğunda olduğunu, davalının yetkisi dahilinde şirket hesabından çektiği paraları şirket adına harcaması gerektiği ve bunu da belgelendirmesi gerektiğini, aksi durumun davalının sorumluluğunu gerektirdiğini” bildirmiştir. Bu itibarla mahkemece, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı ileri sürdüğü ciddi itirazları karşılayacak, dava konusu dönemde davacı şirkete ait banka hesaplarından çekilen paraların kimler tarafından çekildiğini de denetime elverişli şekilde gösterecek şekilde ek rapor alınması ya da yeni bir heyetten rapor alınması, buna göre davacı şirketin davalının eylem ve işlemleri ile zarara uğrayıp uğramadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.